Gerçekleşmeyen US Open Finali: Sinner Sadece Alcaraz'a Değil, Kendine de Kaybetti

Avatar
Salid Martik
09/09/25
Paylaşmak
   

“Roland Garros”taki tavizsiz düellodan sonra Carlos Alcaraz ile Jannik Sinner’ın yeni buluşmasının tenis dünyasını yeniden ateşleyeceği düşünülüyordu. Ancak US Open’daki final tek taraflı geçti: Alcaraz 6:2, 3:6, 6:1, 6:4 kazandı ve bir “Grand Slam” şaheseri hissi oluşmadı. Başlıca neden — Sinner’ın idealden çok uzak oyunu; ne tempoya, ne baskıya, ne de kendi beklentilerine dayanabildi.

Alcaraz'ın Hakkı: Servis, Disiplin, Ders Kitabı Gibi Vuruşlar

İspanyol, ilk servis açısından turnuvayı örnek niteliğinde oynadı — yedi maçta servisi yalnızca üç kez kırıldı ve final bu ilerlemeyi doğruladı. Kritik anlarda Carlos hep güçlü bir ilk top buldu: dördüncü sette kendi servisinde 15–30’da, Sinner geri kırmaya tutunmuşken, takip eden üç rallide iki ace geldi ve gerilim anında söndü.

Alcaraz’ın planı bütünüyle pragmatikti: servisi kaliteli sokmak, derin return yapmak ve ardından forehand’le, yönlendirmelerle ve ayak hızıyla rakibi boğmak. “Süslemeleri” ise dozunda ekledi — korta çekmek için slice, zamanında kısa toplar, onların arkasından loblar ve pas vuruşları. Önemlisi, yaratıcılık maceraya dönüşmedi: tüm maç boyunca Carlos’un tek bir başarısız kısa topu bile yoktu; risk neredeyse her zaman pozisyonla desteklendi.

Sinner'de Çöküş: Yüzdeler, Tempo, Konsantrasyon

İtalyan ise muhtemelen son iki sezonunun en kötü maçını oynadı. İlk göze çarpan, ilk servis yüzdesindeki çöküştü (yaklaşık %48). Bir “Grand Slam” finali için bu adeta bir hüküm: bedava puanlar ve ilk vuruş üstünlüğü olmadan Jannik, Alcaraz’ın daha hızlı, daha esnek ve daha çeşitli olduğu uzun rallilere girmek zorunda kaldı.

Sinner’ın yüksek tempoyu koruması ve Carlos’un açılmasına izin vermemesi hayati; aksi halde İspanyol ralliyi adım adım kuruyor ve topa ideal pozisyonda ulaşıyor. Finalde bu tempo Sinner’da dağıldı: bazı anlarda derli topluydu ama daha sık — fazla yapışkan ve öngörülebilirdi. Baskı altında Sinner beklenmedik biçimde çaresiz görünüyordu: iyi ilk servisin ardından forehand’ler auta gidiyor, 30–30 ve 40–40’ta zamansız çift hatalar geliyordu, servis tutma çabalarında backhand “kapanıyordu”. Toplamda — kendi servisinde dört kez kırdırdı ve sayıları çoğu kez rakibin dehasından çok kendi hatalarıyla hediye etti.

Fizik Mi, Psikoloji Mi?

Kolay bir mazeret var: yarı finalde İtalyan, karın kası sorunları nedeniyle doktora başvurmuş ve finale kadar düzeleceğini söylemişti. Rahatsızlık tamamen geçmemişse, Alcaraz karşısında azıcık eksik tazelik bile maçı tersine çevirir. Ama zihinsel taraf da aksadı: aşırı duygulanım — ya da tam tersine yeterince “ateş” olmaması — topa geç yaklaşmalara, çizgi yakınında tereddütlü kararlara ve return’de gecikmiş ayarlamalara yol açtı. Sonuçta Jannik ya “günü kurtaran” bir oyunla yetiniyor, ya da basit hatalar zincirine savruluyordu; skor hızla elden gidiyordu.

Tek Parlak Dilim — İkinci Set

Kısa bir dönem Sinner ritmi yakaladı: ikinci seti, daha erken return alma, forehand diyagonalinde agresyon ve ikinci servisten sonra daha iyi konumlanma sayesinde aldı. Ancak bu aydınlık kesit süreklilik kazanmadı. Üçüncü setin başında Alcaraz, vuruş derinliği ve yönlendirmeyle kontrolü geri aldı; Jannik’in ilk servis yüzdesi yine düştü, kritik puanlardaki isabet sarsıldı — ve maç yeniden İspanyol’un diktesine geçti.

Sırada Ne Var: Kupa İçin Olmazsa Olmaz Ayarlar

Sinner için iyileştirme planı açık ve ayakları yere basıyor. İlk olarak, ilk servisi istikrara kavuşturmak: hıza kilometre eklemek şart değil; yüzdesi ve servis yönlerinin çeşitliliği daha önemli — böylece ilk vuruşla kort daha sık açılır. İkinci olarak, return’de tempoyu geri getirmek: ikinci serviste çizgi içine bir adım, merkeze agresif dönüş; Alcaraz’ı zamandan mahrum bırakmak. Üçüncü olarak, büyük puanlarda seçimi basitleştirmek: zor pozisyonlardan ince estetikten ziyade geniş koridorlara güvenmek.

New York’taki Alcaraz, finalleri şov yapmadan da kazanabileceğini — disiplin, derinlik ve bariz olanı hatasız uygulamayla — gösterdi. Sinner ise tersini kanıtladı: ilk servis biraz düşünce ve konsantrasyon dağıldığında, olağanüstü vuruş gücü bile riskli denemeler yığınına dönüşebiliyor. US Open finali, rakiplerin potansiyelleri eşit olmadığı için değil, o akşam gerçekten oynayanın bir kişi olduğu için klasik olmadı. Bu düelloların yeniden epopeya seviyesine çıkması için Jannik’in önce kendine karşı kaybetmeyi bırakması gerekiyor.

İlgili gönderiler