Sekizgendeki satranç: Petr Yan, Merab Dvalişvili'nin stilini nasıl bozdu

Avatar
Salid Martik
12/12/25
Paylaşmak
   

Petr Yan'ın Merab Dvalişvili karşısında aldığı ezici puan üstünlüğü, maçtan önce neredeyse hiç kimsenin öngörmediği bir sonuçtu. Hakem kartlarındaki 49–46, 49–46 ve 48–47 skorları zaten ikna edici görünüyordu, ancak dövüşün gidişatına bakınca Rus dövüşçü lehine 50–45 bile rahatlıkla yazılabilirdi. Üstelik ne nakavt vardı ne de klasik bir bitiriş – Yan, rakibini adım adım güçlü yönlerinden soyup Kafkasya'dan gelen bu "kardiyo makinesi"ni raund üstüne raund çözerek etkisizleştirdi.

Kafesin ortası bir dayanak noktası

Oyun planının ilk ve en kritik unsuru, kafesin merkezini ele geçirmekti. Yan, dövüşün ilk saniyelerinden itibaren avantajlı pozisyonu aldı ve mücadele ayakta sürdüğü sürece bu alanı rakibine neredeyse hiç bırakmadı. Bu ayrıntı son derece önemliydi: Petr, genel olarak baskı kurup ileri doğru yürüdüğünde çok daha iyi görünüyor. Geri adım atarken ayak çalışması kusursuz sayılmaz, ama öne doğru baskı yaparken UFC'deki adeta örnek alınacak dövüşçülerden biri.

Bu durum Merab için ciddi bir probleme dönüştü. Onun ideal senaryosu, bizzat baskı kurmak, sürekli ileri–geri çalışan bir ayak oyunu ile hareket etmek, seviye değiştirerek rakibini sahte hareketlerle yoklamak ve takedown denemelerinden önce hızlanmak. Yan ise ona bu tanıdık ritmi hiç yakalatmadı.

Dalışlı jab: güreş oyununa karşı anahtar

Yan için pek de tipik olmayan bir unsur, agresif başlangıçtır. Ancak şampiyonluk raunlarında neredeyse hiç tempo kaybetmeyen bir dövüşçüye, özellikle de Dvalişvili'ye karşı açılış raunlarını "hediye etmek" lükstü. Bu yüzden Petr, daha maçın başından itibaren solla gard alıp sert bir jab atarak ve hemen ardından seviye değiştirip dalış yaparak aktif biçimde bu kombinasyonu kullanmaya başladı.

Şema hem basit hem de dahiyaneydi: Yan, isabet etse de etmese de jabını çıkarıyor, ardından hemen seviye değiştirip aşağı inerek tek ya da çift bacaklı girişlerin zamanlamasını bozuyordu. Benzer bir aracı yakın geçmişte Jack Della Maddalena, Belal Muhammad'a karşı kullanmış, birçok güreş denemesini tam da bu "jab + dalış" kombinasyonu ile kilitlemişti. Yan'da da aynı fikir işe yaradı – hem hasar verdi hem de Gürcü dövüşçünün girişler konusundaki özgüvenini sarstı.

Her yakınlaşmanın bedeli

Merab'ın stili, sürekli mesafe kapatmayı gerektiriyor. Öne doğru yürürken öndeki kolunu adeta bir "kalkan" gibi kullanıyor, bu sayede temasa girmek ya da güreş girişine hazırlanmak istiyor. Çoğu rakibe karşı bu yaklaşım işe yarıyor, ancak Petr her böyle yakınlaşmayı riskli bir an'a çevirmeyi başardı.

Yan, Dvalişvili'nin gardının açıldığı anları soğukkanlılıkla okuyordu ve çoğunlukla Gürcü dövüşçünün ön kolunun arkasında açık bıraktığı bölgeye doğru karşıdan vurarak cezalandırıyordu. Sonuç olarak Merab, neredeyse her mesafe kapatma girişimi için bir darbeyle "bedel ödedi".

Önceden hazırlanmış bir tuzak olarak karşılayıcı aparkat

Daha dövüşten önce, Yan'ın ekibinin rakibin giriş ve dalışlarına karşı kullanılacak bir kontra aparkatı hazırladığı fark ediliyordu. Maç sırasında bu hazırlık birkaç kez meyvesini verdi.

Merab her mesafeyi aniden kırıp gövdenin altına doğru dalmaya çalıştığında, Petr onu kısa bir aparkatla karşıladı. Bu her zaman nakavt getirecek bir darbe gibi görünmüyordu, ancak girişleri durdurmaya, tempoyu bozmaya ve biriken hasarı artırmaya fazlasıyla yetiyordu.

Kafes kenarındaki klinç: Dvalişvili'nin hakimiyetinin sonu

Önceki maçlarında Merab, özellikle de Cory Sandhagen karşısında, kafes kenarındaki kontrolü mükemmel kullanmıştı. Rakiplerinin arkasına asılarak, gövdeyi kilitleyerek ve kafes kenarındaki klinçten yer oyununa geçişler bularak onları adeta tüketiyordu.

Petr'e karşı ise bu senaryo neredeyse hiç işlemedi. Yan, kafes kenarındaki güreşe çok iyi hazırlanmıştı: gövde kontrolü için akıllıca mücadele etti, arkasının alınmasına izin vermedi, hızla rakibine yüzünü dönüp klinçten sıyrılmayı başardı. Sonuç olarak sayısız girişime rağmen, Merab bu pozisyondan Yan'ı yere gerçekten sadece bir kez indirebildi – onun standartlarına göre fazlasıyla yetersiz bir sayı.

Bir anda işe yaramaz hale gelen tek bacaklı giriş

Ayrıca Yan'ın tek bacaklı güreş girişlerine karşı savunması ayrı bir paragrafı hak ediyor. Burada onun atletizmi ve denge hissi tüm çıplaklığıyla ortaya çıktı.

Merab, Petr'in bacağını yukarı–aşağı, kendine doğru ve yanlara çekti, ancak Yan her seferinde dengesini korudu, destek noktaları buldu, kafese yaslandı ve son derece kritik pozisyonlardan kayıp çıkmayı başardı. Sonuçta Merab'ın iki başarılı indirişinin hiçbiri klasik tek bacaklı girişten gelmedi: biri daha çok çift bacaklı bir güreş dalışına, diğeri ise klinçte sırt kontrolünden yere indirmeye benziyordu. Gürcü dövüşçünün en alışık olduğu teknik, bu maçta gerçek bir faktöre dönüşemedi.

Güreşçi rakibini yere indirmeye başladığında

Maçın en beklenmedik sonuçlarından biri, takedown istatistikleriydi. Yan, başarılı indiriş sayısında Dvalişvili'yi iki kattan fazla geride bıraktı. Maçtan önce böyle bir tabloyu hayal etmek zordu ama tam olarak böyle oldu.

Bu takedown'lar, yalnızca hakem kartları açısından, yani yakın geçen bölümlerde Petr'e ekstra artı yazılması bakımından önemli değildi. Aynı zamanda, güreşte rakiplerine hükmetmeye alışkın bir isim için ciddi bir psikolojik darbeydi. "Bölümün ana güreşçisi" olarak görülen biri kendini yerde bulduğunda, dövüşün resmini daha maç devam ederken baştan çizmek zorunda kalır.

Klinç, Yan'ın Tay boksu bölgesi

Her klinç değişimi, Dvalişvili için yeni bir soruna dönüşüyordu. Agresif ama geçiş anlarında her zaman dikkatli olmayan Merab, sık sık açık bir gardla yakın mesafeye giriyordu. Tayland salonlarında yıllar geçiren Yan ise kısa mesafede kendini adeta evinde hissediyor.

Kilit anlardan birinde Petr önce giriş denemesini boğuyor, ardından rakibini kafes kenarında çeviriyor, kafaya bir diz yerleştiriyor ve klinçten çıkarken yana doğru bir kroşe ekliyor. Bu, Yan için oldukça tipik bir sekans: savunma, dönüş, açık hedefe darbe – hem de saniyenin çok küçük bir dilimi içinde.

Gövdeye ve bacaklara yapılan yatırımlar

Gözle bakıldığında sanki Yan'ın ana hasarı kafaya verdiği izlenimi oluşsa da, gövdeye ve bacaklara yaptığı teknik saldırıları hafife almamak gerekiyor. Sol kroşeyle karaciğer bölgesine yaptığı "cerrahi" isabetler, Dvalişvili'yi yavaşlamaya zorlarken, bacaklara atılan tekmeler o meşhur ileri–geri ayak çalışmasını ve peş peşe gelen uzun giriş serilerini rahatça devreye sokmasını engelledi.

Maçın ortasına ve son bölümüne gelindiğinde, asıl meyveyi işte bu "yatırımlar" vermeye başladı: Merab artık bitmek bilmeyen bir motor gibi görünmüyordu, buna karşılık Yan tam tersine vites yükseltiyordu.

Dövüş boyunca uyum sağlamak ve kardiyo makinesine üstün gelmek

Dövüş ilerledikçe tablo giderek daha etkileyici hale geldi. Petr'in kafasındaki "bilgisayar" sürekli yeni veriler yüklüyordu: Rakibinin hangi giriş ve dalışlarının daha az tehlikeli olduğunu gördükçe, cephaneliğini cesurca genişletmeye başladı.

İlk raundlarda Yan nispeten tutumlu dövüşüyordu – çokça yumruk, minimum riskli tekme – ancak dördüncü ve beşinci raundlara gelindiğinde tüm vuruş çeşitlerini devreye soktu: alçak tekmeler, gövde tekmeleri, kroşeler, direkler, overhand yumruklar ve hatta backfist gibi müsabakalarda daha nadir görülen hamleler. Buna rağmen "yanmadı", çalışma temposunu korudu ve taktiksel ekonomi sayesinde Dvalişvili'nin kardiyo üstünlüğünü de etkisiz hale getirdi.

Oyun planının ve disiplinin zaferi

Sonuçta UFC'de yılın en olgun ve en bütünlüklü performanslarından birini izledik. Yan'ın koç ekibi harika bir oyun planı sundu: merkezin kontrolü, giriş zamanlamalarının bozulması, her yakınlaşmanın cezalandırılması, akıllı klinç çalışması ve gövdeye yönelik yatırımlar. Petr ise bu planı nadir görülen bir disiplin ve konsantrasyonla sahaya yansıttı.

Ne nakavta ne de gösterişli bir bitirişe ihtiyaç duymadan Yan imkansızı başardı – Merab'ı, alametifarikası olan baskı ve güreşten mahrum bırakarak, Gürcü dövüşçünün geleneksel olarak üstün olduğu alanlarda onu geride bıraktı. Bu sadece bir puan galibiyeti değil, aynı zamanda bölümlerin en sorunlu rakiplerinden birinin metodik ve taktiksel açıdan parça parça sökülmesiydi.

İlgili gönderiler