“Beyaz Saray bir arena gibi”: Michael Chandler — McGregor'la dövüşün gerçekliği, saygı ve güvenilirlik sınavı hakkında

Avatar
Nevin Lasanis
18/09/25
Paylaşmak
   

Konuşması özgüvenli ama gösterişten uzak. Michael Chandler, Conor McGregor'la karşılaşma fikrinin bir hayal değil, hiç olmadığı kadar yaklaştıkları bir hedef olduğuna inanıyor. Ve hayal ettiği mekân, eşleşmenin kendisi kadar iddialı: Beyaz Saray'ın arazisi. Röportajda Chandler, bu senaryonun neden gerçekçi olduğuna, “güvenilirlik” sözcüğüne ne anlam yüklediğine ve geçen yaz iptal olan tarihi nasıl atlattığına açıklık getiriyor.

“Hiç olmadığı kadar yakın”

— Michael, bu karşılaşmanın daha gerçekçi olduğunu defalarca söylediniz. Ne değişti?

— Dinamik. Eskiden bu sadece çarpıcı bir manşet gibi geliyordu. Şimdi tablo birleşiyor: kamu ilgisi, tarafların hazırlığı, benim iç hissiyatım. Hep uyarıyordum: Conor'a geleneksel anlamda “bahis” oynanmaz — öngörülemezdir. Ama tam da şimdi pek çok şey yerinden oynadı.

“Beyaz Saray — büyüklüğün sembolü”

— Neden özellikle Beyaz Saray'ı bir sahne olarak düşünüyorsunuz?

— Bu bir sembol. Sadece siyaset değil, olayın çapı. On yıllar boyunca hatırlanacak bir karşılaşma yapmak istiyorum. Conor'la aramızda tamamlanmamış bir hikâye var ve onun finalini ülkenin en ikonik mekânında yapmak — bu UFC seviyesinde bir meydan okuma değil mi? Bu, sporun hırsıyla ilgili.

“Conor'la tamamlanmamış hikâye”

— Aranızdaki “tamamlanmamış iş” nedir?

— Uzun zamandır birbirimizin etrafında dolanıyoruz. Karşılıklı saygı var ve taraftarları cezbeden bir stiller çatışması. Conor, dikkati üzerine çeken bir isim. Ben ise işe gelen adamım. Bu çekişmeyi kafese taşımak zorundayız.

“Afişten önemli olan güvenilirlik”

— “Güvenilirlik” kelimesinin altını sık sık çiziyorsunuz. Ne demek istiyorsunuz?

— Bu çılgın sporda garanti yok. Ücretleri ve posterleri tartışabilirsiniz ama tartı gününde ve maç gününde, kilosunu tutturmuş ve mazeret aramayan biri kafese girmeli. Ben hiçbir zaman sıkleti kaçırmadım, dövüşlerden geri adım atmadım. Benim için profesyonellik budur.

“Geçen yılki iptal: nasıl atlattım”

— McGregor'la maçınız geçen yıl haziranda yapılacaktı ancak Conor'un sakatlığı nedeniyle gerçekleşmedi. Ne hissettiniz?

— Hayal kırıklığı normal bir tepki. Ama bu sızlanma sebebi değil. Sakatlıklar olur. Ben çalışmaya odaklandım, formumu ve açlığımı korudum. Büyük maçlar istiyorsan beklemeye ve ritmi sürdürmeye hazır olmalısın.

“Sırada ne var — ve ne zaman”

— Takvim için bir hedef vermeye hazır mısınız?

— Tarih telaffuz etmek, kaderi kışkırtmaktır. Benim işim “evet” anına hazır olmak. Şans doğarsa yarın bile çıkarım. Beyaz Saray mı? Bu fikri hayata geçirme fırsatı doğarsa, olmasını sağlamak için her şeyi yaparım. Çünkü bu tür karşılaşmalar UFC'yi ileri taşır — ve bizi dayanıklılık açısından test eder.

Chandler imkânsızı vaat etmiyor, hayal satmıyor. Sadece elit seviye dövüşçünün temel ilkesinin altını çiziyor: “Geldim. Kilo tutturdum. Çıktım ve savaştım.” Geri kalan her şey, hâlâ Conor'un karşısında kafeste gördüğü asıl hedefin dekorundan ibaret.

İlgili gönderiler