Basketbol dünyada hızla güçlenirken Avrupa bu büyümenin başlıca katalizörlerinden biri hâline geliyor. NBA Komiseri Adam Silver, ligin Avrupa pazarına açılma mantığını, rekabet dengesinin ilkelerini ve projenin olası başlangıç takvimini anlattı. Yeni turnuvanın NBA’nin bildiğimiz modelini nasıl koruyacağını ve neden Avrupa futbolunun birebir kopyası olmayacağını konuştuk.
Neden Avrupa ve neden şimdi
— Sayın Silver, NBA'yi Avrupa projesine tam da bu dönemde iten unsur nedir?
— Dinamik çok net: basketbol, gezegenin en hızlı büyüyen sporlarından biri ve Avrupa’da çoktan ikinci sırada. Fırsat penceresi açıldı ve izleyiciden sponsorlara, medya ortaklarına kadar pazarın hazır olduğunu görüyoruz. Görevimiz, bu talebi anlaşılır bir sportif dikeyle sürdürülebilir bir lige dönüştürmek.
Favori kültü olmayan bir model
— Farklı spor modellerini sık sık karşılaştırıyorsunuz. NBA'nin Avrupa ligi hangi örneğe yaslanacak, nelerden kaçınacaksınız?
— Avrupa futboluna saygı duyuyoruz ancak ezelden favorilerin dar bir halkada toplandığı bir formatı hedeflemiyoruz. Bize, her kulübün birkaç yıl ufkunda şampiyonluk koşusuna gerçekçi biçimde girebildiği sistem daha yakın. Burada mesele rekabet alanını yönetmek: şeffaf düzenlemeler, eşit kurallar, kapalı bir elitin olmaması. Play-off heyecanının sezonun ilk dakikasından sonuna kadar canlı kalmasını istiyoruz.
Ekonomi ve sportif adalet
— Sahiplerin hırsları ile sportif eşitlik nasıl dengelenecek? Katı bir maaş tavanına mı gideceksiniz?
— Amacımız katı yasaklar değil, akıllı düzenleyiciler. “Çelik” bir tavan demiyoruz; ancak harcamaları dengeleyecek ve lig çapında uyumu sağlayacak araçları öngörüyoruz. Bu, finansal mekanizmalardan normatif düzenlemelere kadar uzanıyor — hakların dağıtımından sportif regülasyonlara. Sonuç basit: büyük yatırımları teşvik ederiz ama rekabeti bozmasına izin vermeyiz. Şampiyonluk şansı birkaç kulübün ayrıcalığı değil, yönetim kalitesi ile oyuncu geliştirme süreçlerinin sistematik sonucu olduğunda lig kazanır.
Salonlar ve lojistik: hazır arenalarda başlangıç
— Nerede oynanacak? Sıfırdan mı inşa edeceksiniz yoksa mevcut altyapıyı mı kullanacaksınız?
— Pragmatik başlayacağız: güvenlik, seyirci deneyimi ve yayıncılık açısından NBA standartlarını karşılayan çok amaçlı mevcut arenalara yaslanacağız. Eşzamanlı olarak kendi sahalarımıza geçişi planlayacağız. Kritik başlık lojistik: fikstür, uçuşlar, bölgesel maç kümeleri. Oyunun merkezde kalması, yolculukların değil, temel önceliğimiz; bu yüzden normal sezon için konforlu bir takvim ve anlaşılır bir play-off ağacı kuracağız.
Yol haritası ve takvim
— Başlangıç zaman aralığını netleştirebilir misiniz?
— 2027 iddialı ama ulaşılabilir bir hedef tarih. Bununla birlikte 2028’i aşmak istemiyoruz. Şu anda adım sıralamasını kuruyoruz: şehir ve ortak seçimi, medya hakları, operasyonel protokoller, organizasyon yapısı ve kadro planlaması. Hazırlık aşamasını ne kadar kusursuz işlersek, projenin uzun vadede o kadar sağlam duracağına inanıyoruz.
Taraftarları ve pazarı neler bekliyor
— Avrupa’daki taraftar ilk günde nasıl bir ürünle karşılaşacak?
— Tanıdık NBA basketbolu: tempo, atletizm, yayın prodüksiyonu, taraftar etkileşimi. Sadece maçlara değil, çevresindeki ekosisteme de önem vereceğiz — topluluk çalışmaları ve gençlikle etkileşimden interaktif formatlara kadar. Her iç saha maçının şehrin bir etkinliğine dönüşmesini, her play-off serisinin ülke genelinde takip edilen bir hikâyeye çevrilmesini istiyoruz.
Geleceğe bakış
— İlk sezonlarda başarı ölçütü ne olacak?
— Yalnızca ilk şampiyon değil, rekabetin derinliği. İlk yıllarda farklı kulüplerin finale talip olabildiğini ve kitlenin sırf hype ile değil, ürün kalitesi sayesinde büyüdüğünü görürsek doğru rotadayız demektir. Avrupa hazır — şimdi dikkatli ve profesyonel bir adım atma sırası bizde.
