Jack Della Maddalena UFC elitine o kadar hızlı girdi ki, birçok hayran için o yakın zamana kadar sadece ağır yumruklu “yeni Avustralyalı” olarak kalıyordu. Şimdi ise Belal Muhammad'den – Islam Makhachev'in aynı takımdan sparring partnerinden – kemeri alan mevcut yarı orta sıklet şampiyonu ve hafif sıkletin baskın şampiyonunun meydan okumasını kabul etmeye hazır. 16 Kasım'da UFC 322'de Della Maddalena ilk unvan savunmasını yapacak ve aynı zamanda Makhachev'in bir sıkleti daha fethedip tarihi yeniden yazmasına engel olabilir. Peki bu sakin yüzün ve eğri burnun arkasında kim var?
Avustralya Güneşi Altında İtalyan Kökleri
Jack'in hikayesi, kültürlerin klasik bir karışım örneği. Dedesi Sardinya doğumlu, babası ve Jack'in kendisi ise artık Avustralya'da dünyaya gelmiş, ancak aile İtalyan soyadını ve geleneklerini korumuş. Şampiyonun tam adı Giacomo Della Maddalena; “Della” soyadına eklenen ve “-den” veya “-dan” anlamına gelen bir takı. Yani yeni yarı orta sıklet kralının adında bile küçük bir coğrafya notu saklı.
Kardeş, Çocukluk Kavgaları ve Resterling'den MMA'ye Geçiş

Jack çocukluğundan beri yalnız değildi – ondan sadece iki yaş büyük olan ağabeyi Josh her zaman yanındaydı. Birlikte WWE şovlarına kilitlenir, sonra da evde gördükleri hareketleri denemeye çalışırlardı. Her zamanki gibi, bu “güreş” çok çabuk gerçek kavgalara dönüşürdü. 12–13 yaşına geldiğinde Della Maddalena yavaş yavaş fanatik resterling dünyasından uzaklaşıp giderek daha fazla karma dövüş sanatlarına ilgi duymaya başladı.
Karakter ve Sertlik Okulu Olarak Rugby

MMA eldivenlerini takmadan önce Jack tam anlamıyla “sonsuz hafta sonu” rugby hayatı yaşıyordu. Altı yaşında oynamaya başladı ve uzun yıllar boyunca her hafta sonu sahaya çıktı. Avustralya'da rugby sadece bir spor değil, karakter eğitiminin bir yolu: sürekli çarpışmalar, her metre için mücadele ve acımasız rekabet. Jack, rugby'nin ona rekabet açlığını ve fiziksel olarak rakiplerine hükmetme isteğini aşıladığını söylüyor. Bu deneyim, gelecekteki kafes kariyerinin temeline mükemmel şekilde oturdu.
Boks, İlk Salonlar ve MMA'yi Nihai Meslek Olarak Seçmek
14 yaşında Della Maddalena kardeşler bir boks salonuna yazıldı. Başlangıçta bu daha çok bir hobi gibiydi: form tutmak, temel teknikleri öğrenmek. Ancak yüksek tempo, detaylara verilen önem ve vuruş tekniğinin estetiği Jack'i tamamen içine çekti. Okul rugby turnuvaları sona erdiğinde iki kardeş de boksu bir basamak olarak kullanıp MMA'ye tamamen geçti ve onu artık eğlence değil, gelecekteki meslek olarak görmeye başladı.
İdoller: Diaz'ın Sokak Stili, Masvidal'ın Sertliği

Bir dövüşçünün nasıl şekillendiğini, gençliğinde kime baktığına göre anlamak kolaydır. Jack için bu isimler Nick Diaz ve Jorge Masvidal oldu – sert karakteri, sokak kökenli özgüveni ve seyir zevki yüksek dövüş tarzını birleştiren isimler. Mevcut süper yıldızlar arasından ise disiplin, sıkı boksu ve rakipleri taktiksel olarak kırma becerisi nedeniyle Petr Yan'ı öne çıkarıyor.
Sinemaya Sevgi ve “Çikolatalı” Bir Klasik
Portreye beklenmedik bir dokunuş: Della Maddalena'nın en sevdiği film, 1971 yapımı “Willy Wonka & Çikolata Fabrikası”. Bu filmde dövüş dünyasından pek bir şey yok, ama hayal gücü ve sıra dışı karakterler dünyası çok. Sert bir meslekle tezat oluşturan bu masalsı hikaye, Jack'in imajını biraz daha çok katmanlı ve insani kılıyor.
İki Yenilgiyle Başlangıç ve “Mükemmel” Rekora Giden Yol

Birçok şampiyon ilk maçlarındaki galibiyet hikayelerini anlatmayı sever, ancak Jack'in durumu farklıydı. Profesyonel MMA kurallarıyla yaptığı ilk iki maçı kaybetti. Bu yenilgilerden biri orta sıklette geldi, diğeri ise daha sonra ilk rauntta aldığı parlak bir nakavt galibiyetiyle adeta “silindi”. Bu kötü başlangıçtan sonra Della Maddalena hazırlığını tamamen gözden geçirdi ve kendine net bir hedef koydu – en az 10–2'lik bir dereceye ulaşmak. Sonuçta bu hedefe sadece ulaşıp kalmadı, onu aştı: şu anda derecesi 18–2 ve omzunda UFC şampiyonluk kemeri var.
Ofis, Takım Elbise ve Fight Kartları: Finansçıdan Şampiyona
UFC ile sözleşme imzalamadan önce Jack adeta “iki kişilik yaşam” sürüyordu: gündüzleri ofis çalışanı, akşamları profesyonel dövüşçü. Bölgesel organizasyon Eternal MMA'de kemer kazandıktan sonra bile Key Factors şirketindeki ofisine gitmeye devam etti. Görevi, diğer şirketlerin ödeme kabiliyetini ve faturalarını zamanında ödeme becerilerini analiz etmekti. Tamamen başka bir dünya: rakamlar, raporlar, riskler. Jack, bu zıtlığın ona denge verdiğini, bilgisayar başında geçen bir günün ardından salonda kendini tamamen parçalamak istemesine yol açtığını itiraf ediyor.
İlk Kampta İş Yoktu ve Profesyonel Hayatın Tadı

Della Maddalena kendini tam anlamıyla profesyonel bir dövüşçü gibi ilk kez Dana White'ın Contender Series karşılaşması öncesindeki kampta hissetti. O zaman ilk kez ofisle salonu birleştirmemeye karar verdi: toplantılar ve raporlar arasında antrenman “aralığı” aramak yok, normal uyku, düzgün bir toparlanma süreci ve hatta kendi sağlıklı yemeğini hazırlamak için zaman vardı. Bu kamp, yalnızca dövüşmek için yaşayan Jack'in yeni sürümünün başlangıç noktası oldu.
Gereksiz Gürültü Yok: Minimum Trash Talk, Maksimum Özgüven
Birçok dövüşçünün kariyerini yüksek sesli açıklamalarla inşa ettiği bir dönemde Della Maddalena neredeyse eski usul görünüyor. Trash talk sevmediğini ve doğrudan, öz konuşmayı tercih ettiğini açıkça söylüyor. UFC yorumcusu Jon Anik, medya buluşmalarında Jack'in çok konuşmadığını, ancak her kelimesinin son derece kendinden emin ve ağır geldiğini belirtiyor. Bu bir rol yapan karakter değil; her şeyi oktagonun içinde açıklayabileceğini bilen bir adam.
Kariyerin Ana Motoru Olarak Aile

Eşi Michelle, Jack'in MMA'deki ilk adımlarından beri yanında. Şimdi çiftin iki çocuğu var ve Della Maddalena onları kariyerinin en büyük motivasyon kaynağı ve gerçek bir lütuf olarak tanımlıyor. Erken yenilgilerden geçmiş, ofis ve bölgesel organizasyonlar üzerinden zor bir yol katetmiş bir dövüşçü için böyle bir destek, tüm kariyerin üzerine inşa edildiği temel niteliğinde.
UFC'nin Bonus Makinesi ve Seyir Zevki İçin Üç Yüz Bin Dolar
Jack'in stilini uzun zamandır sadece hayranlar değil, eşleştirme ekibi de takdir ediyor: o, düzenli olarak performans sonrası bonusları topluyor. Belal Muhammad zaferi sonrasında UFC'deki sekiz dövüşünde toplam altı bonusu olmuş durumda – iki kez gecenin en iyi dövüşü, dört kez gecenin en iyi performansı ödülünü aldı. Sadece bu ödüllerle üç yıl içinde yaklaşık 300 bin dolar kazandı ve Della Maddalena'nın her oktagona girdiğinde seyirlik bir şov vaat ettiğini kanıtladı.
Kırık Burun, Korkusuz Stil ve Makhachev'e Meydan Okuma

Şampiyonun portresine ayrı bir dokunuş da burnu – adeta kafeste geçen raundların sembolü olan eğri bir çizgi. Della Maddalena, kariyerinin henüz başında, muhtemelen ikinci profesyonel MMA maçında yüzüne doğrudan aldığı bir diz darbesiyle burnunu ciddi şekilde kırdığını anlatıyor. O anı şöyle hatırlıyor: “O günden beri yanlış yöne bakıyor.”
Bugün bu “mükemmel olmayan” profil en tehditkâr rakiplerden birine – Islam Makhachev'e – dönmüş durumda. İtalyan köklerine, finans ve rugby geçmişine, kırık burnuna ve sağlam aile desteğine sahip Avustralyalı şampiyon, sadece sıradaki bir rakip değil. O, Makhachev için yeni sıklette kapsamlı bir sınav. Islam, rakiplerini taktiksel ve fiziksel olarak kırmaya alışmış olabilir, ancak tam da Jack Della Maddalena, Dağıstanlı şampiyonun dominasyonunun nerede son bulduğunu test edecek kişi olabilir.







