Bazı maçlar var, bitince insan “Bir dakika… futbol kuralları hâlâ geçerli mi?” diye kendini yokluyor. İşte Afrika Kupası tam da öyle bir akşam servis etti. Burkina Faso kendini “tamam ya, kalkın gidiyoruz” moduna sokmuştu — uzatmada 0-1, skor tabelası neredeyse “iyi geceler” diyecek, rakibin zaferi cebinde… derken öyle bir sahne başladı ki, dizi senaristleri izlese “abartmayalım” diye not alır.
“Biraz Daha” Artık Resmen Alay Gibi

Turnuvanın dördüncü günü dramayla açıldı: Ekvator Ginesi direndi, sabretti ve fırsatını bekledi. Üstelik ikinci yarının başında işi kendi kendine zorlaştırdı — savunmacı Basilio Ndonga, Bertrand Traoré’ye öyle bir daldı ki kırmızı kartı yedi, erkenden soyunma odasının yolunu tuttu. “On kişiye karşı oynuyorsun, bas, at” dersin. Ama yok — 85. dakikaya kadar gol falan çıkmadı. Klasik Afrika futbolu: duygu üç maçlık, gol ise kimsenin beklemediği anın randevusu.
Korner, “Kaosu Aç” Düğmesi Gibi
Ve 85’te nihayet bir şey “tık” dedi: kornerden sonra savunmacı Marvin Anyebo skoru açtı — 1-0. Zamanlama o kadar “tam yerinde”ydi ki planlı programlı gibi durdu: geç at, kapan, galibiyeti poşete koy götür. Hatta rakamlar bile “bu iş olmaz” diye göz kırpıyordu: Ekvator Ginesi’nin kazanma ihtimali komik bir 2,78% (oran 34.00) olarak görünüyordu. Yani “ya tutmaz” denilen senaryo… tutuyor.
Burkina Faso can havliyle bastı. Hakemler sekiz dakika uzatma verdi — resmen maçın içine mini bir maç daha sığdırdılar. Al sana zaman, al sana fırsat. Ama 90+5’e kadar Burkinalıların ürettiği şey “koca bir hiç”e yakındı. Mantık ve soğukkanlılık gruptan ayrılmıştı; Burkina Faso’nun galibiyeti o anda “0,93% ve kendinizi yormayın” seviyesinde görünüyordu (oran 101.00). Bitime üç dakika, skor 0-1 — kim inanır?
90+5: “Brentford” Göz Kırptı, Top Sekti — ve Olan Oldu

Sonra o gol geldi işte; genelde çaresizlikten, panikten ve biraz da “kaderin çelmesi”nden doğan türden. “Brentford” forveti Dango Ouattara mücadelede yere düştü, top da “normalde burada olmaması gereken” yere sekti — altıpasın köşesine. Orada da Georgi Minunğu belirdi: topu kapar kapmaz uzak köşeye sapladı. 90+5’te 1-1. O an Ekvator Ginesi taraftarının içinde de bir şeylerin “sekmiş” olma ihtimali yüksek.
90+8: Yorgunluk — En İyi Asist
Gineliler adına en acı tarafı şu: sadece gol yemeleri değil, sanki düğmeleri kapatmaları. 90+8’de Burkina Faso galibiyet golünü attı — ve bu, rakip savunma “ben bugünlük bu kadar” deyip izin almış gibi göründü. Ceza sahasına gelen ortada “Bayer” savunmacısı Edmond Tapsoba’yı… hiç görmediler. Cidden hiç. Tapsoba uzandı ve kafayı öyle net vurdu ki, sanki bütün hayatı bu ana hazırlanmakmış gibi. 2-1 — bitti gitti.
Hakem golden sonra topu oyunda sadece iki saniye tuttu: Gineliler ileri uzun vurdu — ve düdük geldi. Hepsi bu. Ekvator Ginesi 90+5’te hâlâ galibiyeti avucunda tutuyordu, bir anda elinde bomboş kaldı ve geriye o çok acı “nasıl ya?” kaldı.
Gecenin Kahramanı: Sol Gözü Görmeyen ama Oyunu Yine de Okuyan Çocuk

Ve bu hikâyenin insan kısmı: gecenin kurtarıcısı Georgi Minunğu. MLS’te “Seattle” forması giyiyor; normal şartlarda “genç, gelişiyor” diye geçip gideceğin bir isim olabilirdi. Ama Minunğu’nun onu anında “beni öyle kolay kıramazsınız” seviyesine taşıyan bir detayı var: sol gözü görmüyor.
2023’te İspanya’daki kampta bir göz enfeksiyonu geçirdi ve ardından bir gözünü kaybetti. Acımasız ve fazlasıyla adaletsiz bir hikâye: kendini gösteriyorsun, şans doğuyor, her şey rayına oturuyor… derken vücut “hadi bir de seni buradan sınayalım” diyor. Ameliyat oldu; doktorlar sağlıklı gözü korumak için gözlükle oynamasını önerdi. Denedi — ama camlar sürekli buğulandı; engelledi, sinir bozdu. Sonunda Minunğu bu fikri rafa kaldırdı. Ve 90+5’teki o soğukkanlı bitirişe bakınca, kimsenin ona “yapamazsın” demeyi aklından bile geçirmemesi gerekiyordu.
Benim en sevdiğim kısmı da şu kafa: “Tek gözüm var ama iki gözü olanlardan daha iyisini yaparım.” Bu, röportaj için kurulmuş cümle değil — kaderle pazarlık etmeyen birinin sahadaki tavrı.
Sırada Ne Var: Cezayir Yakında, Orası Masal Kaldırmaz
Bu maçtan sonra grupta hava iyice ısındı: Cezayir maçını 3-0 kazandı, hiçbir dramatik final yok, sanki herkese “romantizm romantizm ama biz işimizi yapıyoruz” diye mesaj geçiyor.
Burkina Faso şimdi 28 Aralık’ta Cezayir’le oynayacak — işte orası gerçek bir sınav: sadece “dişle tırnakla maç koparma” değil, takım gücünün ne kadar sahici olduğunu gösterecek. Aynı gün Ekvator Ginesi de Sudan’la karşılaşacak — ve muhtemelen önce kendine şunu açıklaması gerekecek: kazanmış olduğun maçı nasıl kaybedersin?
Futbol Yine Hatırlattı: Biz Bu Oyunu Neden Çekiyoruz

Bu maç tam olarak “istatistik, oranlar ve sağduyu el ele verip sakinleştirici arıyor” kategorisindeydi. Burkina Faso “olmaz” deneni yaptı; Minunğu da hikâyeye insan ağırlığını ekledi — sadece gol atmadı, birini gerçekten yere serebilecek bir şeyin üstünden kalkıp attı.
İşte bu yüzden futbol biraz zararlı bir alışkanlık: “şöyle bir sonuna bakayım” diye açıyorsun, sonra kendini umut, yorgunluk, karakter ve aslında hiç gelmemesi gereken iki golün hikâyesinin içinde buluyorsun.







