Bazı tenisçiler için sezon arası, sessizlikle, hazırlık kamplarıyla ve seyrek sosyal medya paylaşımlarıyla özdeşleşir. Aryna Sabalenka için ise durum tam tersidir. Dünya 1 numarası, sezonlar arasındaki molayı öyle geçiriyor ki onu takip etmek neredeyse bir Grand Slam turnuvasındaki karar tie-break'ini izlemek kadar dikkat gerektiriyor: kıtalar arası uçuşlar, gösteri maçları, televizyon programları ve taraftarlarla yoğun iletişim.
Maldivler ve Miami arasında: yıldızın yoğun programı

Aryna'nın molası kısa ama parlak bir Maldivler kaçamağıyla başladı; ardından Belaruslu yıldız, erkek arkadaşının memleketi olan Brezilya'ya gitti. Sonrasında Sabalenka, alışık olduğu antrenman üssü Miami'ye döndü ve burada formunu koruma çalışmalarını, gösteri maçlarına hazırlık ve yeni medya etkinlikleriyle birleştirdi.
Atlanta: Evolve ajansının gösteri turnuvası

Miami'den Aryna, menajerlik ajansı Evolve tarafından düzenlenen tek günlük bir gösteri turnuvası için Atlanta'ya uçtu. Kortta yıldızlarla dolu bir kadro vardı: Naomi Osaka, Nick Kyrgios ve Ben Shelton. Gecenin formatı hafif ve eğlenceliydi – sonuçlardan ve tablo hesaplarından çok şov ve seyirciyle etkileşime odaklanıldı, ancak korttaki tenis düzeyi gerçekten elit kaldı.
New York'a dönüş: Madison Square Garden ışıkları altında yeniden

Sabalenka'nın turundaki bir sonraki durak New York oldu; bu, eylül ayında kazandığı US Open zaferinden sonraki ilk New York ziyaretiydi. Efsanevi Madison Square Garden'da bir kez daha gösteri gecesine çıktı ve bu kez korttaki partnerleri değişti: Shelton'ın yerini Amerikalı Tommy Paul aldı. Aryna için bu, New York'un kariyer rotasında kritik bir durak haline geldiği sezonun sembolik bir devamıydı.
Gece şovu: şakalar, alındaki imza ve cinsiyetler savaşı


Akşam olduğunda Sabalenka, bu kez pantomim değil, tam teşekküllü bir sohbet bölümünün konuğu olarak yeniden "Jimmy Fallon'la Gece Şovu" stüdyosunda göründü. Aryna, Madison Square Garden'daki ilk maçını asla unutmayacağını söyledi, korttaki meşhur bağırışlarının adeta kendi başına yaşayan bir karaktere dönüştüğünü esprili bir dille anlattı ve Nick Kyrgios'a karşı oynayacağı "cinsiyetler savaşı" maçını kendisi için kazan-kazan durumu olarak tanımladı: bir erkeği yenmek harika, bir erkeğe kaybetmek ise utanılacak bir şey değil.
Sohbetin sonunda sunucu, Sabalenka'dan tıpkı bir zamanlar kondisyon koçu Jason Stacey'nin kel kafasına yaptığı gibi, kendi alnına da imza atmasını istedi. Aryna bu şakaya hevesle katıldı ve kameralar karşısında hem kendisiyle dalga geçebilen hem de son derece rahat olabilen bir sporcu imajını bir kez daha pekiştirdi.
Ayrıca onun yayına moda odaklı yaklaşımı da dikkat çekti: programın diğer konuğu Victoria Beckham'ın aksine, Sabalenka stüdyodan bambaşka bir kıyafetle ayrıldı ve New York'u fethetmeye devam etti.
Dubai finali: Kyrgios ile gösteri maçı


Sezon arası rotasının en önemli durağı ise şimdiden belli: 28 Aralık'ta Aryna Sabalenka, Dubai'de Nick Kyrgios'a karşı bir gösteri maçı oynayacak. Bu karşılaşma, taraftarlar için yalnızca bir gösteri maçı değil, turun en parlak iki karakterinin sahne alacağı bir "cinsiyetler savaşı"nı izleme fırsatı. Aryna açısından bakıldığında ise bu, hem kortta hem de kameraların ışıkları altında aynı özgüvenle var olduğu, oldukça yoğun geçtiği sezon arasını büyük bir tenis gösterisine dönüştürüp mantıklı bir noktada sonlandırma şansı.







