
Çilekeş “Sunderland” sekiz uzun yılın ardından yeniden İngiltere Premier Lig’ine dönüyor. Bu sürenin yarısını kulüp ikinci ligde değil, doğrudan League One’da geçirerek küçük düşürücü yenilgiler ve yönetim krizi yaşadı. Bugün “Kediler” yeniden güçlüler arasında — ve bu hikâyenin merkezinde sıra dışı bir isim var: 23 yaşındaki Kirill Louis-Dreyfus. Rusya kökenli en zengin kadının oğlu ve bir tarım-sanayi hanedanının varisi olan Louis-Dreyfus, İngiliz futbol tarihinin en genç sahibi olarak dağılmak üzere olan bir kulübü, gençliğe yatırım, stratejik planlama ve projeye inançla yeniden iddialı bir takıma dönüştürdü.
Çöküş Ve Düşüş: Kulüp Talihsizlik Belgeselinin Başrolüne Nasıl Dönüştü
2017’de Premier Lig’den düştükten sonra “Sunderland”, Netflix’in başlattığı Sunderland ’Til I Die serisinin odağı oldu. Taraftarlar elit seviyeye ilham verici bir dönüş bekliyordu, fakat gerçek tam bir kabusa dönüştü: romantik bir diriliş yerine derin bir çöküş izledik. Takım League One’a savruldu ve alt kademede yıllarca kaldı.
2008’de kulübü satın alan Amerikalı sahip Ellis Short, zamanla projeye ilgisini yitirdi ve varlıktan kurtulmak istedi. Satıştan önce borçların 100 milyon doların üzerindeki kısmını silerek itibarını bir nebze onarmaya çalıştı. Yeni sahibi iş insanı Stewart Donald oldu; Championship’e dönüş için net bir planı olduğunu söylese de, sorunların ağırlığıyla çok hızlı yüzleşti.
Onun döneminde kulüp 140 yıllık tarihinde görülmemiş kötü sonuçlar aldı, play-off’larda hüsrana uğradı ve potansiyelli oyuncuları kaybetti. Taraftarlar yönetimi stratejisizlikle suçladı; Donald ise çaresizlik içinde kendini savundu: Ben dolandırıcı, şarlatan ya da hırsız değilim
. Fakat değişim talebi büyüyordu ve kısa sürede kulüpte yeni bir aktör belirdi.
Genç Sahip: Kirill Louis-Dreyfus “Sunderland”e Nasıl Geldi
2020’nin sonunda basın, kulübün henüz 22 yaşındaki Kirill Louis-Dreyfus’un eline geçebileceğini yazmaya başladı. Anlaşma Şubat 2021’de resmiyet kazandı ve “Sunderland” İngiliz futbol tarihinin en genç sahibine kavuştu.
Louis-Dreyfus güçlü bir hanedanın varisi. Babası Robert, adidas’ın başındaydı ve “Marsilya”nın sahibiydi; annesi Margarita ise Leningrad doğumlu, Louis-Dreyfus Group’un en büyük hissedarı ve milyarder. Kirill küçük yaştan itibaren futbola yakındı: “Marsilya” yönetimini yakından gözlemledi, Birleşik Krallık’ta spor yöneticiliği okudu, RIASA akademisinde futbol oynadı ve Football Manager tutkunu olarak oyunu derinlemesine analiz etti.
“Sunderland”e gelir gelmez parayı hoyratça harcayan bir oligark gibi davranmadı. Stratejisini rasyonel yaklaşım ve genç oyuncuların gelişimi üzerine kurdu.
Yapısal Dönüşüm: Genç Yeteneklere Yöneliş
Yeni sahibin ilk kararlarından biri, “Birmingham” akademisindeki çalışmalarıyla bilinen sportif direktör Kristjaan Speakman’ı göreve getirmek oldu. Speakman, scouting şefi Stuart Harvey ile birlikte kadroyu aktif biçimde yeniledi.
Odak, potansiyelini “Sunderland”de açığa çıkarabilecek oyunculara kaydı. Kulüp, Jude’un küçük kardeşi Jobe Bellingham’ı yalnızca 1,75 milyon euroya aldı. İki yıl içinde Championship’in en iyi genç futbolcusu seçildi ve 30 milyon euroya “Borussia Dortmund”a satıldı. Amad Diallo, Jack Clarke ve rekoru 15 yaşında kırarak A takımda sahne alan Chris Rigg gibi isimler de güçlü çıkışlar yaptı; Rigg kısa sürede kilit rol üstlenerek Avrupa’nın üst düzey kulüplerinin radarına girdi.
Kadro yaş ortalaması 23’e kadar indi ve Ocak 2023’te “Sunderland”, 143 yıllık tarihinde sahaya çıkardığı en genç ilk 11’i kullandı. Kulüp, tüm İngiltere’den gözlemcilerin akın ettiği bir yetenek atölyesine dönüştü.
Transferler Ve Yatırım: Akıllı Milyonlar
Gençlik vurgusuna rağmen Louis-Dreyfus, takviyeler için kesenin ağzını kapatmadı. 2024 yazında “Sunderland” 150 milyon doların üzerinde harcama yaptı — bu eşiği yalnızca “büyük altılı”nın kulüpleri ile İspanya’nın devleri aşabildi.
Yine de harcamalar stratejikti: yeniden satış değeri olan potansiyel oyunculara yatırım yapıldı. Tek istisna, gençlere ağabeylik yapması için getirilen tecrübeli Granit Xhaka oldu.
Bellingham ve diğer yetişmiş oyuncuların satışları, iddialı transferleri finansal sürdürülebilirlikle dengelemeyi sağladı. “Sunderland”, yönetim kaosunun simgesiyken net bir gelişim modeli olan kulübe dönüştü.
Yeni Teknik Adam Ve Sloganın Dirilişi
Bir dizi başarısız denemeden sonra takımın başına, Fransa’da uzun yıllar altyapı futbolunda çalışan Régis Le Bris geçti. Felsefesi genç kadroya cuk oturdu: kolektif ruh, kenetlenme ve karaktere öncelik verdi.
Le Bris yönetiminde “Sunderland” sezona üst üste dört galibiyetle başladı — son 99 yılın en iyi açılışı. Play-off etabında takım dramatik geri dönüşler yaptı ve “’Til The End” (“Sonuna Kadar”) mottosu yeniden doğdu. Taraftarlar sloganı sahiplendi, şehirde pankartlar asıldı; oyuncular ise kritik anlarda gerçek bir kazanma iradesi sergiledi.
Finalde rakip “Sheffield United”dı; maçın büyük bölümünde geride olan “Kediler”, oyunu çevirmeyi başardı ve Premier Lig’e geri döndü.
Louis-Dreyfus Ailesinin Mirası: Hububat İmparatorluğundan Tribünlere
Kirill’in hikâyesi ailesinden bağımsız düşünülemez. Louis-Dreyfus hanedanı 19. yüzyıla uzanır; ataları dünyanın en büyük tahıl tüccarları arasına girdi. Şirket zamanla pamuk, pirinç ve diğer tarım emtialarında da liderliğe yükseldi; dünya ticaretinin %10’una kadarını kontrol eder hâle geldi.
Kirill’in babası Robert Louis-Dreyfus, adidas’ı yönetti ve “Marsilya”nın sahibiydi; annesi Margarita ise SSCB’de yetimhaneden çıkıp milyarder statüsüne ulaştı. Robert ile evliliği onu Avrupa’nın en etkili iş ailelerinden birinin merkezine taşıdı.
Kirill, ailesinden yalnızca sermaye değil, futbolun yalnızca bir iş değil; kültürel bir fenomen ve etki aracı olduğuna dair kavrayışı da miras aldı.
“Sunderland”in Yeni Çehresi: Alay Konusundan Geleceğin Takımına
Dört yılda kulüp üçüncü kademede krizde bir varlıktan Premier Lig katılımcısına dönüştü. Louis-Dreyfus kontrol hissesini aldı, sorunlu ortaklardan arındı ve modern bir yapı kurdu.
Bugün “Sunderland”, gençlerin gerçek şans bulduğu ve yıllara yayılan bir stratejiyle yönetilen bir kulüp olarak biliniyor. Evet, analistler takıma ligden düşme ihtimali yüksek ekiplerden biri muamelesi yapıyor; fakat “Kediler” hedef tahtası olmayı reddediyor. Premier Lig’e “Sonuna Kadar” mottosuyla ve aşağılanmaların geride kaldığına dair inançla geliyorlar.
Bundan Sonra Ne Olacak?
Louis-Dreyfus ve ekibinin başlıca görevi Premier Lig’de kalıcı olmak. Tecrübe, Championship’ten gelen kulüpler için elit seviyede tutunmanın zorlu olduğunu gösteriyor; buna rağmen “Sunderland”in güçlü bir altyapısı, taze bir stratejisi, sadık taraftarı ve on yılları planlayan bir sahibi var.
Bugün “Sunderland” artık talihsizlik belgesellerinin başrolü değil. Yeniden iddialı bir proje; yalnızca hayatta kalmak için değil, İngiliz futbolunda yeni bir başarı öyküsü yazmak için sahnede.