19 Aralık'ta Jake Paul artık sadece "efsanelerle dövüşen bir YouTuber" olmayacak ve gerçek bir süper ağır siklete – eski dünya şampiyonu Anthony Joshua'ya karşı ringe çıkacak. Afiş kulağa etkileyici geliyor ama maç yaklaştıkça seviye ve fizik farkının o kadar büyük olduğu daha net görülüyor ki, Paul'ün hayranları bile idollerinin bu kez işleri fazla zorlayıp zorlamadığını sorgulamak zorunda kalıyor.
Boyut düellosu: Joshua ve Paul farklı ağırlık evrenlerinde
Sözleşmeye göre Joshua'nın 111,1 kilo sınırının içinde kalması gerekiyor; Alexander Usyk ile yaptığı iki maçta, Andy Ruiz rövanşında ve Joseph Parker karşılaşmasında da bu aralıkta tartıya çıkmıştı. Yani Anthony için bu, alıştığı, rahat bir süper ağır siklet kilosu.
Paul'ün ise tartıda katı bir üst sınırı yok ama salt antropometri bile rakibine ne kadar geriden geldiğini gösteriyor. Boyu 185 cm, Joshua'nın 198 cm'sine karşı; kol açıklığı 193 cm, Joshua'da ise 208 cm. Resmî olarak Jake, birinci ağır siklette (90,7 kiloya kadar olan cruiserweight) yer alıyor ve yavaş yavaş kendisi için alışılmış kilonun üzerine tırmanıyor.
Kariyerindeki rekor tartı değeri, Mike Tyson maçı öncesinde gördüğü 103,1 kilo. Şimdi yine yaklaşık bir ayı var; bu sürede kas kütlesi eklemesi gerekiyor, ancak Joshua'nın doğal cüssesine yetişmek için arada hâlâ koca bir uçurum var.
"Küçük" Gervonta şakalarından süper ağır gerçekliğine
Daha çok kısa bir süre önce Paul, Gervonta Davis'in fiziksel ölçüleriyle alay etmekten büyük keyif alıyordu. Yapılamadan kalan gösteri maçı için Jake'in kilo limiti 88,5 kilo olarak belirlenmişti. Davis ise ondan 19 cm daha kısa, kol açıklığı 22 cm daha dar ve son kez ringe hafif siklette, yani 61,1 kiloya kadar olan kategoride çıkmıştı.
O dönemde Paul, rakibini keyifle trol'lüyordu: Davis'in Disneyland'deki hız trenlerine binecek kadar uzun boylu olmadığı için sinirlendiğini söylüyor ve "küçük dostu için gerçekten üzüldüğünü" iddia ediyordu. Şimdi ise roller adeta tersine dönmüş durumda; mem'lerdeki "ufaklık" rolüne bu kez, en azından iri yapılı Anthony ile yan yana koyduğunuzda, bizzat Jake kendisi aday.
Paul'ün nakavtına inananlar mı? Destek listesi gürültülü
Boks camiasındaki tüm şüpheciliğe rağmen Paul'ün arkasında oldukça gürültülü bir destekçi grubu var. Kendi ifadesine göre, oğlunun Joshua'yı nakavt edebileceğine inanan babası, Logan Paul, Tyson Fury, Oscar De La Hoya ve Nate Diaz onun yanında. Buna bir de proje adı neredeyse "Eski dünya şampiyonuna karşı zafer" olan hikâyenin başarıya ulaşacağına inanan Jake'in ekibi ekleniyor.
Basın toplantısında bir gazeteci, Fury'nin Paul'ün galibiyetine 1 milyon sterlin yatırma vaadini hatırlattı ve Joshua'ya da onunla iddiaya girmesini önerdi. Ancak Anthony soğukkanlı kaldı: para umrunda değildi; kendi sözleriyle buraya bahis oynamaya değil, dövüşmeye gelmişti – işini yapacak, çeki alacak ve ardından sıradaki rakibine odaklanacaktı.
Joshua ve Usyk ekolü: gelişim için İspanya kampları
Joshua'nın hazırlığındaki önemli ayrıntılardan biri de son birkaç aydır Oleksandr Usyk'in ekibiyle yan yana çalışıyor olması. Anthony, Londra'nın gürültüsünün ve sorumluluklarının kendisini dağıttığını saklamıyor; bu yüzden Ukrayna kampına davet edilmesi tam zamanında gelmiş.
İspanya'da birkaç tam kapsamlı antrenman kampı geçirdiler. Joshua, Usyk'i dünyanın en iyi boksörlerinden biri olarak açıkça tanımlıyor ve bunun sadece dahiyane bir şampiyonun değil, etrafındaki insanların da eseri olduğunu vurguluyor. İşte bu yüzden bu ekiple iletişime geçti – güçlü bir sporcuyu dünya çapında bir fenomene dönüştüren işin mutfağını içeriden görmek için.
Geri sayım başladı: pek çok şeyi belirleyecek bir ay
Maça bir aydan az kalmışken herkesin kendi yarışı var. Paul'ün yalnızca kilo alması yetmiyor; bunu yaparken tempoyu ve ona ringde baskı kurma imkânı sağlayan patlayıcı gücü koruması gerekiyor. Joshua ise mutlak favori olduğu bir maça dikkatle hazırlanmak zorunda: seyircilerin beklediği kadar baskın görünmezse, kazansa bile eleştiri oklarının hedefi olabilir.
Paul ile Joshua arasındaki karşılaşma şimdiden şov dünyasıyla büyük boksun kesiştiği bir deney gibi görünüyor. Asıl soru şu: Bu mücadele öngörülebilir sonucu olan bir hype projesine mi dönüşecek, yoksa dünya gerçekten, hız treni şakalarından ve santimetre hesabından çok daha uzun süre hatırlanacak bir sürprize mi tanık olacak? Bunun cevabını 19 Aralık'ta öğreneceğiz.
