Sürüm 23.0: LeBron rekorlar, yeni rol ve kendi senaryosu arasında

Avatar
Salid Martik
22/10/25
Paylaşmak
   

Tribün hafızasının son highlight ile ölçüldüğü bir ligde, NBA'in en tanınan emektarı kimsenin görmediği bir sezonu başlatıyor — yirmi üçüncüyü. Etrafında sakatlıklar ve kaçırılan maçlar konuşuluyor, 866 dolar 66 sentlik dava açan bir taraftarın tuhaf hikâyesi yüzeye çıkıyor, “nepotizm” itirazları ve “Ah, shit, here we go again” memleri uçuşuyor. Ama bu kakofoninin içinde basit bir şeyi unutmak kolay: LeBron James hâlâ gündemi, başkaları değil, istediği zaman kendisi değiştiriyor. Ve bugün elinde yanıt var — sözle değil, rekor kitabındaki rakamlarla ve basketbolunun kalitesiyle.

Sezon bir medya stratejisi olarak: “Son zamanlarda benim için ne yaptın?”

LeBron olgusu oyunun sınırlarını çoktan aştı. Haber akışının ritmini biliyor, kıvılcımı atmayı ve projektörü işine gelen yere çevirmeyi beceriyor. “What have you done for me lately?” psikolojisi taraftar kültürünün baş kuralı; James buna oynayacak, ama kendi şartlarıyla. Alınabilecek tarihî zirvelerin çoğunu zaten aldı. Şimdi amaç, imzasını hâlâ yazabileceği metriklere odağı kaydırmak ve “en büyüklük” tartışmasını havada kalan benzetmelerden somut eşiklere taşımak.

Buradan da ikinci “The Decision” serisiyle flörtler, ince provokasyonlar ve şu hatırlatma doğuyor: onsuz Lakers bambaşka görünüyor. Belki kısa bir periyotta daha zayıf değiller, ama ihtişam ve anlatı duygusu aynı değil.

Startta mola: siyatik, kendi takvimi ve kenardan soğukkanlı bakış

Resmî tablo net: LeBron'da siyatik var; sağ bacağının arka hattına yayılan ağrı nedeniyle ekim sonuna dek başlangıcı kaçırıyor. Başantrenör JJ Redick diplomatik bir ifadeyle, James'in “kendi takvimine göre çalıştığını” söyledi. Pratikte bu, veteranın kısa bir molayla şunları tartacağı anlamına geliyor: onsuz kadro nasıl görünüyor, vücudu yüklenmeye nasıl tepki veriyor, takvim giriş için nerede fırsat sunuyor. Sağlığı ve hikâye akışı için doğru anda dönecek. Lakers cephesi de bunu okuyor: temel otomasyonlar onsuz da inşa ediliyor; LeBron'un rolü ise gelip akışı yükseltmek.

Yeni-eski rol: birincil top kullanımı daha az, doğru anlarda daha çok yönetim

Oyun planında daha pragmatik bir LeBron izleyeceğiz. Topu 40 dakika taşıyıp her şeyi çözen versiyon değil; etki katsayısının en yüksek olduğu şeridi seçen versiyon. Varsayılan olarak — Luka Dončić'in yanında hiyerarşide ikinci seçenek; duruma göre — lider dinlenirken hücumun şefi. Bu, İki LeBron'un — Oyuncu ve Mirasının Yazarı — arasındaki uzlaşma. İlki galibiyet taşır; ikincisi, yükselen bir yıldızın yanında dekor değil, hâlâ maçı çevirebilen ve vurguları yerleştirebilen bir usta olduğunu göstermek ister.

Parkeye çıkmanın sebebi ne? Tarihe yeni satırlar eklemek

Yaşla tartışmayan bir istatistik var — oynanan gecelerin toplamı.

Benzersiz uzun ömür. Tek bir çıkış — ve LeBron NBA'de 23 sezon oynayan tek oyuncu olacak. Şu an Vince Carter'la (22) zirveyi paylaşıyor. Sonraki uzun ömürlüler — Dirk Nowitzki, Kevin Garnett, Kevin Willis ve Robert Parish — 21'de durdu.

Normal sezon maçları. Parish'in 1997'den beri ayakta duran 1611 maçlık rekoru. “Şefi” indirmek için LeBron'un bu sezon yaklaşık elli çıkışa ihtiyacı var. Yükü dozlamak, back-to-back'leri kaçırmak, ama çıtaya doğru emin yürümek — gerçekçi.

Oyuncunun sermayesi olarak galibiyetler. Normal sezonda James'in bini aşkın galibiyeti var — Parish'in ensesinde ve Kareem Abdul-Jabbar'ı (1074) nişanlıyor. “Normal + play-off” toplamında ikinci; isterse Abdul-Jabbar'ın 1228'ine ulaşabilir. Bu, tek gecelik bir ışık şovu değil — yirmi yıllık maratonun bilançosu.

Saha içi isabetler. Kareem burada da referans: 15 837 isabet. LeBron'da 15 488. Mesafe 349 — ve bu, 22 sezonunun her birinde attığından daha az değil; hatta kısalan 2020/21'de 45 maçta 422'yi buldu. Geçen sezon 70 maçta 651 isabet. Yük iyi yönetilirse — hedef bu kampanyada mümkün.

Şüphecilerin nazarında zayıf halka: faul çizgisiyle ne yapmalı

Stephon Marbury, LeBron'a yönelik eski bir itirazı sert ama isabetli özetledi: harika bir universal — evet; faul çizgisi standardı — hayır. James, isabetli serbest atışlarda tarihte ikinci (8649), ama Karl Malone'a (9787) çok uzak. Buna karşı daha ayakları yere basan bir hedef var: deneme sayısında LeBron üçüncü (11 735). Önünde Wilt Chamberlain (11 862) ve yine Malone (13 188) var. Wilt'i geçmek için sadece 127 kez çizgiye gitmesi gerekiyor. Kariyer ortalaması yaklaşık 7,5 deneme ise — bu kabaca on yedi maç demek.

İncelik, LeBron'un stilinin değişmesinde. Temasın içine daha az sert dalış — daha az düdük. Yani o 17 maç, vücudu korur ve potaya temastansa şutu daha çok ararsa uzayabilir. Yine de asgarî hedef olarak bu harika: ulaşılabilir, görünür ve ölçülebilir.

Rolün turnusolu olarak asistler: ilk üç avı ve topa hükmetmenin bedeli

LeBron-23.0'ı en iyi tanımlayacak yarış, asist yarışı. Şu anda tarihte dördüncü (11 584); önünde Jason Kidd (12 091), Chris Paul (12 499) ve John Stockton (15 806) var. Stockton başka bir galakside, Paul hareketli bir hedef; ama ilk üçe girmek hem şık hem manidar. 507 asist — bir-iki sezonda kuru aritmetiğe göre mümkün: son yıllarda LeBron 8,2 civarında istikrarlı.

Ama bağlam, ortalamadan değerli. Dončić'le ilk ortak maçlarından önce LeBron maç başına 9 asistteydi. Sonra ~6,6'ya indi. Bu rakamı baz alırsak Kidd'i geçmek için yaklaşık 77 maç gerekir — 2017/18'den beri yapmadığı bir hacim. İşte tam burada, sayılardan kurgulara geçiyoruz: topun birincil kullanımı için Luka'yla yarışacak mı — yoksa “kaynakları korurum, gerektiğinde alırım, istatistik bekleyebilir” stratejisini mi seçecek?

Takım hedefleri vs. kişisel gündem: denge parkede mi medyada mı?

Bu durum LeBron için hem meydan okuma hem de tahrik. Bir yandan kariyerini bitirmek istediği kulübü kendi seçti. Öte yandan yönetim, 26 yaşındaki bir süper yıldız etrafında çekirdeği kuruyor ve LeBron'u ikinci seçenek olarak görüyor. Bu saygısızlık değil — pragmatizm. Ama kendi hikâyesinin yazarı için ters. Akla yatkın olan, James'in iki metronomla oynaması: sportif ve medyasal. Bir yerde gerçekten sakat ve belini koruyor; bir yerde takımı onsuz farkı hissetsin diye duruyor ve sonra istatistik eşiğinin altını çizecek bir dönüş yapıyor.

Bu arada Redick, temel otomasyonları tek bir kişiye bağlamadan Lakers'ı inşa ediyor. En kötü ihtimalle teknik ekip, LeBron'un “saha içi koç” olduğunu, yarım sayfadan her seti okuduğunu ve sıkıntısız akışa gireceğini hatırlatır.

LeBron can sıkıntısına karşı bir karşı argüman: neden hâlâ izlenmesi şart

Kimileri yeni hikâyelere hızlıca geçmek istiyor — Oklahoma City, Houston, Detroit, Cleveland, Minnesota ve diğer yeni dünyalar. LeBron sanki özellikle çağların seyirci isteğiyle kapanmadığını hatırlatacak. Onun yıllık hedefleri basit ve aynı anda cüretkâr:

  • tarihte ilk kez “23 sezon” çizgisine çıkarak uzun ömür tartışmasına nokta koymak;
  • planlanabilir ve yük yönetimine tabi “oyunsal” rekorları — maç, galibiyet, isabet — tamamlamak;
  • Dončić'in yanında rolünün sınırlarını test etmek: kaç top kullanımı, kaç asist, ne kadar süre direksiyonda;
  • medyayı kolundan tutmak: iğnelemek, meraklandırmak, ama gerektiğinde oyunla cevap vermek.

Peki ya büyüklük? Bir türlü bitmeyecek sohbet

Michael Jordan karşılaştırmaları kaybolmayacak. James yanlıları, beş-altı boyutta aynı anda oyuna etki eden bir evrenselliğe işaret edecek. Karşıtlar — “an'ın estetiği”ne ve spesifik zayıflıklara, mesela faullere. Daha önemlisi şu: 23. sezon büyüklük tartışmasını soyuttan ölçülebilir hedeflere çeviriyor. Ya 50 maç daha ekler — ve Parish'in uzun ömür sembolünü alırsın; ya da alamazsın. Ya Kareem'i isabetlerde yakalarsın — ya da “bir ara”ya ertelersin. Tartışacak bir şey yok — çıkıp yapmak gerekiyor.

Taraftarın bakış noktası: entrikalar için kontrol listesi

  1. Dönüş takvimi. “Kendi takvimi” ne kadar sürecek? Giriş kademeli mi olacak — önce 20–24 dakika, sonra artış — yoksa doğrudan sonları mı alacak?
  2. Dončić'siz dakikalar. Asıl turnusol. Tam burada LeBron tempoyu korumalı, atışları dağıtmalı, şutörleri “beslemeli” ve artı-eksi'yi şişirmeli.
  3. 50 maç eşiği. Parish rekorunun anahtarı. Gereksiz her back-to-back — mikroskop altında.
  4. Statüye karşı asist. Top daha az elindeyken “sekiz” asist bandını taşıyacak mı? Yoksa verimlilik ve ekonomi mi?
  5. Serbest atışlar. Yüzdeden çok sıklık. Potaya daha saldırgan giderse düdükler döner; Wilt'i denemelerde geçme şansı da.

Sonuç: LeBron hâlâ yazar koltuğunda

Onun nerede 1 numara olduğuna — evrensellikte mi, uzun ömürde mi, gezegenin odağını üzerinde tutmada mı — tartışabilirsiniz. Gelişim alanları da bulunur — fauller, topsuz sabır, “ikinci” rolünü kabul isteği. Ama bir şey kesin: LeBron hâlâ konuşulacak konuyu da sunuyor, noktasını da kendi koyuyor. Yirmi üçüncü sezonu sadece rakamlar ve dönüm noktalarıyla ilgili değil; anlatı üzerindeki iktidarla ilgili. Ona “emekli”ye acınarak değil, elinde birkaç güçlü final sahnesi bulunan bir yönetmen olarak giriyor. Ve jenerik, “dur” dediğinde akacak — bizim “son highlight”ı beklemekten yorulduğumuzda değil.

İlgili gönderiler