“Mükemmel aile yok”: Wanda Nara — Mauro Icardi'yle ayrılık, Türkiye dönemi ve çocukların büyümesi hakkında

Avatar
Salid Martik
16/10/25
Paylaşmak
   

La Divina Noche de Dante programında (El Trece) yapılan açık yürekli söyleşide Wanda Nara, Galatasaray'ın forveti Mauro Icardi'yle ayrılığı nasıl yaşadığını ilk kez ayrıntılı biçimde anlattı. Üç zorlu yıldan, çocukları gereksiz gürültüden koruma çabasından ve çizgi filmlerdeki “mükemmel” aile tablosunun neden gerçeklikle nadiren örtüştüğünden söz ediyor.

Üç yılın dayanıklılık sınavı

— Wanda, ilişkinin kurtarılamayacağını ilk ne zaman anladınız?

— Bu bir günde olmadı. Neredeyse üç yıl süren, kendimi adeta dayanıklılık testinden geçirdiğim bir dönemdi. Onarılamayanı onarmaya çalıştım; çocukların erken duymaması gerekenleri duymamaları için kapıları ve pencereleri haber akışının gürültüsüne kapattım. Dışarıdan her şey sağlam görünürken içimde duygularla sağduyu arasında yıpratıcı bir mücadele sürüyordu.

Türkiye: başka bir kültürde yaşam

— Türkiye'ye taşınmak çoğu zaman romantik bir jest gibi sunuluyor. Gerçekte nasıldı?

— Ailemiz ve Mauro'nun kariyeri için bilinçli bir adımdı. Ama gerçek daha zordu: başka bir kültür, yeni bir dil ortamı, farklı bir yaşam ritmi. Yüzümü güldürmeye çalıştım çünkü kendimi sorumlu hissediyordum — çocuklara, Mauro'nun görevleri olan kulübe ve takım çevresinde sükûnet bekleyen insanlara karşı. Baskı ciddiydi ve çoğunlukla kendimi değil, korumam gerekenleri düşündüm.

Suçluluk duygusu ve “çizgi film ailesi” miti

— Sık sık suçluluk duygusundan söz ettiniz. Neden?

— Çünkü ayrılma kararı alırken sanki çocukları alışıldık “klasik” modelden — anne, baba, ev; finali hep mutlu biten sevilen çizgi filmler gibi — mahrum bırakıyormuşum gibi hissettim. Bu en acıtanıydı. Ben başka bir örnekle büyüdüm: büyükannemle büyükbabamın arkasında onlarca yıllık evlilik vardı. O imge içimde yaşıyor; bu yüzden “resmi bozmak” neredeyse bir suç gibi geliyordu.

“Çocuklarımız farklı”: yeni bir zihniyet

— Çocuklar değişime nasıl tepki verdi?

— İlişkilere ve yetişkinliğe başka türlü bakıyorlar. Değişimden daha az korkuyorlar ve tek bir “doğru” modele tapmıyorlar. Onlar için evde dürüstlük ve huzur, her ne pahasına olursa olsun “tam aile” görüntüsünden daha değerli. Doğrudan sorular soruyorlar ve aynı açıklıkta cevap bekliyorlar. Bu, bir anne için kararı kolaylaştırmıyor ama şunu anlamama yardım ediyor: onların zihniyeti artık benim gençliğimden değil.

Ev ile soyunma odası arasındaki denge

— Görünen o ki ailenin çıkarlarıyla kulübün çıkarları arasında sürekli denge kurmak zorundaydınız.

— Aynen öyle. Etrafımızdaki her duygusal dalgalanmanın futbolcuya ve dolayısıyla takıma yansıdığını biliyordum. Mauro'nun kendi sezonu, kendi hedefleri, Galatasaray'ın forveti olarak kendi statüsü var. Bu yüzden son ana kadar özeli gölgede tutmaya çalıştım; sahada odaklanmanın gerektiği anlarda gürültü çıkarmamak için.

Karardan sonra geriye kalan

— Bu deneyimi tek bir sonuca indirgerseniz, o ne olur?

— “Mükemmel aile” form değil, içeriktir. Çocuklar samimiyeti yetişkinlerden daha hızlı hisseder. Atmosfer sağlığını yitirirse, uyumu taklit etmektense bunu kabul edip hayatı yeniden kurmak daha dürüsttür. Evet, bu benim kendi tasavvurlarıma darbe: içimde hâlâ büyükannemle büyükbabamınki gibi uzun ömre inanç yaşıyor. Ama annelik sorumluluğum, cepheyi ayakta tutmak değil; çocuklara sükûneti ve dayanağı sağlamak.

— Bugün bu konuda konuşmak sizin için daha kolay mı?

— Daha kolay — hayır. Daha dürüst — evet. Gerçekle kavga etmeyi bırakınca zihinde bir düzen beliriyor. Çocukların en çok ihtiyacı olan da bu.

İlgili gönderiler