Kosova ovası pankartı: Partizan ile Fenerbahçe arasındaki kriz nasıl basketbol sahasının dışına taştı

Avatar
Salid Martik
02/12/25
Paylaşmak
   

EuroLeague'de "Partizan" ile "Fenerbahçe" arasındaki maç etrafındaki tartışmalar, skor tabelasındaki sonuçla sınırlı kalmadı. Skandalın merkezinde, Belgrad'daki arenanın tribünlerinde açılan ve Kosova Ovası'ndaki savaşta Osmanlı Sultanı I. Murad'ın Sırp kahraman Miloş Obiliç'in eliyle öldürülme anını tasvir eden dev bir pankart vardı. Sırp taraftarlar için bu bir tarihî sembol, Türk kulübü için ise açık bir provokasyon olarak algılandı. Hikâye kısa sürede salt sportif rekabetin sınırlarını aşarak EuroLeague yönetiminin odalarına kadar uzandı.

Belgrad Arena tribünlerinde tarihî bir sahne

Belgrad'da "Partizan" ile "Fenerbahçe" arasındaki karşılaşma, ev sahibi takımın güçlü bir görsel koreografisi eşliğinde başladı. "Partizan" taraftarlarının bulunduğu tribünün üzerinde, Kosova Ovası'ndaki ortaçağ savaşından bir sahneyi gösteren dev bir pankart açıldı: Miloş Obiliç'in Sultan I. Murad'a ölümcül darbeyi indirdiği an tasvir ediliyordu.

Bu tür bir görüntü, özellikle Türk tarafı açısından, açık bir tarihsel ve politik bağlama sahip. Bu nedenle pankartın tam da bir Türk kulübüne karşı oynanan maçta ortaya çıkması, "Fenerbahçe" tarafından sıradan tribün koreografisinin çok ötesine geçen, önceden planlanmış bir mesaj olarak değerlendirildi.

Maçın kendisi ise konuk takımın lehine sonuçlandı: "Fenerbahçe", Belgrad'dan 99–87'lik skorla galibiyet çıkararak ayrıldı. Ancak karşılaşmanın sonucu, neredeyse tamamen, parkede değil tribünlerde yaşananların gölgesinde kaldı.

Fenerbahçe'nin resmî yanıtı: protesto ve ilkesel duruş

İstanbul kulübünün yetkilileri, pankartın daha maç öncesi antrenman sırasında fark edildiğini belirtti. "Fenerbahçe" basketbol şubesi menajeri Cem Çiridci'nin ifadelerine göre Türk heyeti, derhal yerel yetkililere başvurarak provokatif pankartın kaldırılmasını talep etti.

Kulüp yönetimi, başlangıç düdüğünden önce yerel makamlara resmî şikâyette bulundu; ancak pankartın tribünlere asılmasına verilen izin geri çekilmedi ve pankart maç boyunca yerinde kaldı. Final sireninin ardından "Fenerbahçe" temsilcileri organizatörlerle yeniden bir araya gelerek açıklama talep etti ve EuroLeague'in ilgili kurullarına resmî bir protesto göndermeye niyetli olduklarını duyurdu.

Çiridci, en ikna edici cevabı takımın sahada verdiğini, deplasman maçını kazanarak bunu gösterdiğini özellikle vurguladı. Kulüp, rövanş karşılaşmasında Türk taraftarların rakiplerine saygı sınırlarını aşmadan misafirperverlik gösterebileceği yönünde de umutlarını dile getirdi.

EuroLeague kararı: para cezası ve şartlı yaptırımlar

EuroLeague yönetim organları, pankartla ilgili durumu hızlı bir şekilde ele aldı ve bunu provokatif bir eylem olarak nitelendirdi. İnceleme sonucunda "Partizan"a 40.000 avro tutarında para cezası verildi.

Ancak yaptırım yalnızca maddi cezayla sınırlı kalmadı. Belgrad ekibi ayrıca şartlı yaptırımlarla da karşı karşıya kaldı: benzer ihlallerin tekrarı durumunda, ev sahibi olduğu bir maçı salon kapasitesinin en fazla yüzde 80'i doldurulacak şekilde oynamak zorunda kalacak. Ayrıca yönetmelik, belirli tribün bloklarının kapatılmasına da imkân tanıyor; bu da doğrudan tribün atmosferine ve takımın önemli maçlardaki desteğine darbe vurabilir.

EuroLeague'in bu adımı, ligin, tribün koreografisi şeklinde de olsa siyasî ya da tarihî provokasyon olarak yorumlanabilecek her türlü eylemi sert biçimde engelleme niyetinde olduğunu ortaya koyuyor.

Duygular ile talimatlar arasında: tribün yaratıcılığının sınırları

"Partizan" ile "Fenerbahçe" maçındaki pankart olayı, kendi takımını desteklemek ile salonu tarihî ya da siyasî mesajların verildiği bir platforma dönüştüren eylemler arasındaki sınırın nerede çizilmesi gerektiği sorusunu bir kez daha gündeme getirdi. Bir taraf için böyle bir koreografi ulusal hafızanın bir sembolü olabilirken, diğer taraf için kişisel ve kolektif bir hakaret anlamına gelebiliyor.

EuroLeague, aldığı kararla, bu tür eylemleri yalnızca taraftarların kendini ifade özgürlüğü prizmasından değil, aynı zamanda güvenlik, saygı ve nefretin körüklenmesinin kabul edilemezliği açısından da değerlendireceğini açık biçimde gösterdi. Kulüpler ise net bir mesaj almış oldu: tribünlerde yaşananlardan sorumluluk sadece taraftarlara değil, maç organizasyonunun tamamına ait.

Pankart etrafında gelişen çatışma, sportif açıdan bakıldığında maçın sonucunu değiştirmedi; ancak şunu bir kez daha hatırlattı: saf bir basketbol mücadelesinde bile tarih ve duygular, bazen üç sayı çizgisinin gerisinden isabetli bir şut ya da iyi oynanmış bir pick and roll kadar belirleyici olabiliyor.

İlgili gönderiler