Bitmeyen basketbol gecesi: Şengün, Flagg ve George NBA'yi dört uzatmaya nasıl taşıdı

Avatar
Nevin Lasanis
21/11/25
Paylaşmak
   

NBA'de bir başka maç günü, taraftarlar için tam bir maratona dönüştü: üç maç birden normal sürenin dışına taşıp toplamda dört uzatma izlettirdi. Aynı gecede hataya yer bırakmayan Rockets geri dönüşü, genç Cooper Flagg etrafında yeniden doğan Dallas ve 58 dakika süren Utah–Chicago gerilim filmi sığdı. Şimdi bu hikayelerin her birinin parkede nasıl yazıldığını adım adım inceleyelim.

Şengün boyalı alanı açıyor, Durant Rockets tarihini yeniden yazıyor

Houston, sezona zaten zor giren Orlando'yu ağırlıyordu; üstelik konuklar bir de ana motorlarından mahrumdu: Paolo Banchero sakatlığı nedeniyle üst üste ikinci maçını kaçırıyordu. Zayıflayan Doğu Konferansı'nda Magic 11. sırada sallanıyor; altında sadece Washington, Indiana, Egor Demin'in Brooklyn'i ve Charlotte var.

Buna rağmen oyunun kontrolü neredeyse 48 dakika boyunca tamamen konuklardaydı. Dördüncü periyodun bitimine dokuz dakika kala Orlando skor tabelasında +11 öndeydi ve maçın sakin bir şekilde mantıklı bir zafere gittiği düşünülüyordu. Ancak Rockets geri dönüş modunu açtı: 16-4'lük bir seri yakaladılar ve bu bölümdeki tüm sayıların altına yalnızca Kevin Durant ile Alperen Şengün imza attı.

Wendell Carter Jr., Desmond Bane'in pasından sonra potayı sallayan sert bir smaçla Magic'i yeniden +3 öne taşıdı, fakat Durant aynı Carter'ın üzerinden soğukkanlı bir üçlük göndererek bu farkı anında sildi – skor 100–100 oldu. Bir sonraki hücumda Bane galibiyet getirecek atak için potaya gitti ama Şengün'ün bloğuna takıldı. Hakemler topun kimden dışarı çıktığını hemen çözemedi, Houston challenge istedi ve haklı çıktı; böylece bitime 5 saniye kala son hücum hakkını aldı.

Yine de bu şans neredeyse çöpe gidiyordu: Durant kaydı, Jett Black araya girip topu çaldı, fast break'e çıktı, faulle birlikte isabeti buldu ve her şey serbest atış çizgisinde karar aşamasına geldi. Neyse ki Rockets adına bonus serbest atış kaçtı. Bitime 1,3 saniye kala ev sahibi ekip mola aldı; Ime Udoka, Şengün için boyalı alanı tamamen boşaltan örnek bir set çizdi ve Türk pivot Jonathan Isaac'in üzerinden yumuşak bir hook atışıyla maçı uzatmaya taşıdı.

Uzatma periyodunda Houston, eksik Magic'i 117–113 ile sonunda çözdü. Bu galibiyet Rockets için üst üste dördüncü, son on maçtaki dokuzuncu zafer oldu.

37 yaşındaki Durant ise aynı anda kulüp tarihini yeniden yazıyor: üst üste iki maçta 30+ sayı atan Rockets formalı en yaşlı oyuncu oldu ve sezon içinde 300 sayı barajına kulüp tarihinde herkesten hızlı ulaştı.

Cooper Flagg ve yeni Dallas: favori bu kez Portland'a takılmıyor

Ligin başka bir köşesinde ise bir uzatma daha, herkesin yine underdog'un net bir galibiyetini beklediği yerde ortaya çıktı. Portland bu sezon tam bir şampiyonluk adayı avcısı olarak ün saldı – Blazers, üst düzey takımların ayağının altındaki zemini birden fazla kez çekip aldı. Dallas ise tam tersine Batı'nın dibine demir atmış, kulüp içi sarsıntılarla boğuşuyordu: geçtiğimiz hafta Mavs'in sahibi Patrick Dumont, genel menajer Nico Harrison'ı görevden aldı; onun hamleleri şimdiden kulüp tarihinin en kötü takas dosyalarından biri olarak anılıyor. Hatta Dirk Nowitzki bile mevcut durum karşısında hayal kırıklığını saklamıyor.

Ama tam da bu akşam Dallas uzun zamandır ilk kez net bir oyun kimliği olan takım gibi göründü. Bir anda yedi oyuncu 10 sayının üzerine çıktı, 18 yaşındaki bir numaralı draft seçimi Cooper Flagg ise 20+ sayıyla dördüncü maçını oynadı – bu yaşta ondan fazla böyle maça sadece LeBron James (14) sahip. İşin paradoksal tarafı, bu genç yıldızın Mavs formasıyla sahada geçirdiği dakika sayısı, şubatta takıma katılan Anthony Davis'inkini şimdiden geçmiş durumda. Davis'in maça, Dallas'ın NFL'deki ezeli rakiplerinden Green Bay Packers formasıyla gelmesi ise adeta ne kadar yerel bağlamdan kopuk olduğunu vurguluyordu.

Flagg sadece sayı üretmekle kalmadı, tam anlamıyla bir showtime sahneledi – alley-oop'lar, temas alarak potaya gidişler, savunmayı yaran paslar... Yine de normal sürenin sonu Portland lehine yazılabilirdi: kritik hücumda Deni Avdija kendini Damian Lillard'ın yerine koymak istedi, fakat maç topu olarak attığı uzak mesafe şut hedefi bulmadı.

Uzatmada her şey iki kritik pozisyona düğümlendi. Önce Flagg, üç sayı çizgisi gerisinden kaçan şutun ardından ribaundu aldı, durumu hızla okuyup topu tüm sahayı kat eden uzun bir pasla P.J. Washington'a gönderdi; Washington fast break'i güçlü bir smaçla bitirerek Mavs'i +3 öne taşıdı. Kısa süre sonra Daniel Gafford, Shaedon Sharpe'a unutulmaz bir blok koydu, ardından da üç saniye bölgesinde Clingan ve Kamara'nın arasından sıyrılarak farkı beş sayıya çıkardı.

Portland bu darbeyi artık kaldıramadı – son düdük çaldığında skor tabelası Dallas lehine 138–133'ü gösteriyordu. Nico Harrison'ın ayrılığından sonra kulüpteki hava sanki temizlenmiş gibi: takım, sezonu sadece tamamlamak yerine yeniden savaşmanın nasıl bir his olduğunu hatırlamaya başlıyor.

58 dakikalık basketbol gerilimi: Utah ve Chicago geceyi paylaşıyor

Gecenin en uzun hikâyesi ise Utah ile Chicago arasındaki karşılaşma oldu – takımlar parkede alışılmış 48 değil, 53 bile değil, tam 58 dakika kaldı.

Bulls sezona hiç de fena başlamadı: üst üste dört galibiyet, sağlam bir giriş için iyi bir zemin gibi görünüyordu. Ancak ardından sert bir düşüş geldi – Salt Lake City deplasmanına çıkmadan önce Billy Donovan'ın takımı dört maçlık mağlubiyet serisiyle yola koyulmuştu. Bu bağlamda baldır sakatlığından dönen Coby White'ın dönüşü ekstra önem kazandı. Aslında guard'ın sınırlı süre alıp sadece sezona yavaş yavaş ısınması planlanıyordu, fakat sonunda gecenin başrolüne dönüşmenin eşiğinden döndü.

Utah'ın çaylağı Ace Bailey ise debut maçını belli ki bambaşka hayal etmişti – draftın beş numarası yalnızca on dakikada altı faul almayı başararak kendini fiilen maçın son bölümünden sildi.

White ise tam tersine adeta rüya gibi bir performans sergiliyordu: 27 sayı, 8 asist ve art arda gelen kritik hamleler. İlk uzatmanın sonunda Chicago iki sayı gerideyken top Utah'taydı, fakat Coby Keyonte George'u hava atışına zorladı, hakemin havaya attığı topu kazandı ve bitime 0,2 saniye kala pota altından bir layup göndererek maçı ikinci uzatma periyoduna taşıdı.

İkinci uzatmada senaryo benzer şekilde ilerledi: White bitime dokuz saniye kala bir kez daha skoru eşitleyerek Bulls'u oyunda tuttu ve üçüncü uzatma umudunu canlı bıraktı. Ancak Keyonte George bu uzayan gösterinin yeterli olduğuna karar verdi. İlk yarıda yalnızca 10 atışın ikisini isabetle kullanan Utah oyun kurucusu, doğru anda toparlandı, yay gerisinden çıktı ve maçı kazandıran net üçlüğü gönderdi – skor Jazz lehine 150–147 oldu.

Ev sahibi ekip için bu tarihi bir akşamdı: 1991'den bu yana ilk kez iki Utah oyuncusu aynı maçta 40 ve 30 sayı barajını geçti. Eski takımına karşı oynayan Lauri Markkanen 47 sayı üretti, George ise 33 sayıyla maçı tamamladı ve normal sürenin son 6 dakika 39 saniyesinde Jazz adına kaydedilen 19 sayının tamamı bu ikiliden geldi.

Hikâyenin bir diğer kolu ise Josh Giddey'nin dönüşüydü. Avustralyalı guard, De'Andre Hunter'ın can yakıcı bir ankle-breaker'ından sonra iki maç kaçırmıştı, fakat bu kez sadece sahaya çıkmakla kalmadı, kariyerinin 21. triple-double'ını da kaydetti: 26 sayı, 12 ribaund ve 13 asistle bu alanda Kobe Bryant ve Kareem Abdul-Jabbar'ı yakaladı. Yine de final anlarını tam istediği gibi oynayamadı: normal sürede skor 127–127 iken Giddey potansiyel maç kazandıracak şutu kaçırdı, hücum ribaundunu alıp ikinci kez denedi ama yine isabet bulamadı.

"İzleyip yatmak" diye bir kavramı bilmeyen lig

Bir maç günü, üç karşılaşma ve dört uzatma – NBA için bu, ligin heyecanının yalnızca play-off'ta yaşanmadığını hatırlatan bir not gibi. Rockets, veteran Durant ve yükselen yıldız Şengün'le umutsuz görünen bir sonu bile tersine çevirebiliyor; Dallas, 18 yaşındaki Cooper Flagg'in üzerinden yeni bir dayanak bulup bir anda gerçek bir takım mekanizmasına dönüşüyor; Utah ile Chicago ise sıradan bir normal sezon maçını kanalı değiştirmesi zor bir filme çeviriyor.

Yeniden yapılanmalar, tutmayan takaslar ve sakatlıklar üzerine bitmeyen tartışmaların arasında asıl bu tür geceler, taraftarların neden hâlâ NBA'yi sabahlara kadar izlemeye hazır olduğunu hatırlatıyor: bazı yıldızlar rekorları yeniden yazarken, diğerleri daha yeni kendi uzatma ve maç kazandıran şut koleksiyonlarını oluşturmaya başlıyor.

İlgili gönderiler