
İspanyol futbolunun gündeminde bir kez daha para var; sadece transfer ücretleri değil, aynı zamanda bu ücretlerin ardındaki anlamlar da. La Liga Başkanı Javier Tebas, İspanya'yı yalnızca İngiltere ile karşılaştırmanın neden bir hata olduğunu, piyasadaki "aşırı" enflasyonun nereden kaynaklandığını ve finansal istikrarın kendisi için neden büyük isimlerden daha önemli olduğunu açıkladı.
Transferler — Yatırımdır, Sadece Gider Değil
— Sayın Tebas, sık sık ısrarla söylüyorsunuz: transferlerden söz ederken konuşma bir yatırım konuşması olmalı. Neden?
— Çünkü sırf harcamak için yapılan harcama değeri aşındırır. Kulüpler kaynakları verimsiz yönlendirdiğinde varlıklarını güçlendirmez, sermayeyi tüketir. Premier Lig'de gördüğümüz de bu: harcamaların büyük kısmı, zaman içinde anlaşılır bir geri dönüşe sahip yatırıma dönüşmüyor. Biz İspanya'da her büyük transferi sportif ve finansal geri dönüş prizmasından değerlendirmeye çalışıyoruz.
Sadece Premier Lig'le Değil, Bundesliga ile de Kıyaslamak Gerek
— İspanyol futbolu geleneksel olarak kendini İngiltere ile ölçer. Siz başka bir perspektif mi öneriyorsunuz?
— Evet, rotayı Bundesliga ile kıyaslamak daha doğru. Ciro bakımından La Liga ile Almanya ligi birbirine yakın: her biri yaklaşık dört milyar avro. Premier Lig gerçekten daha fazla kazanıyor ama söylendiği gibi "iki kat" değil, yaklaşık 1,8 kat. Basitlik için "iki kat"ı kabul etsek bile mantık basit: bizim yaklaşık 700 milyon avroluk harcamamız varken, İngiliz kulüplerinin gelirleri içinde kalmak için yaklaşık 1,4 milyar avro harcaması gerekir.
"Fazladan" Milyarlar Nereden Geliyor ve Neden Tehlikeli?
— Ama gerçeklik farklı görünüyor.
— Aynen öyle. Son yedi sezonda Premier Lig'deki harcamalar makul eşiği istikrarlı biçimde iki katından fazla aştı. Bu yıl harcamanın yaklaşık 1,4 milyar avro "olması gerekirken", sonuç yaklaşık dört milyar oldu. Fark — o 2,5 milyar — sihir değil, zarardır. Ve zararlar, ligin ölçeğiyle çarpıldığında küresel transfer piyasasında enflasyon üretir: biri sistematik biçimde fazla öderse fiyatlar herkes için yükselir. Bunu hissediyoruz çünkü pazar artık küresel ve birbirine bağlı.
"Hükümet Devreye Girdi": Denetim ve İngiliz Modelinin Riskleri
— Birleşik Krallık makamlarının müdahalesinden bahsettiniz. Neyi kastediyorsunuz?
— Yetkililer İngiliz futbolunda olup biteni dikkatle izliyor — ki sonuçlar ortadayken bu şaşırtıcı değil: geçen sezon Premier Lig'in toplam kaybı yaklaşık 1,2 milyar avroydu. Finansal açık alışkanlığa dönüştüğünde düzenleyici denetim kaçınılmaz olarak artar. Bu her endüstride normaldir: sistemik riskler ne kadar belirginse devlet modelin sürdürülebilirliğiyle o kadar yakından ilgilenir.
La Liga ve Bundesliga: Zararsızlık ve Disiplin Rotası
— La Liga nasıl tepki veriyor? Sportif rekabette geri kalma riski yok mu?
— Fiyat yarışını cüzdanla "yakalamayı" düşünmüyoruz. Hedefimiz, rekabetçi olmak ve aynı zamanda ekonomik olarak sürdürülebilir kalmak. Bu yüzden kuralları, limitleri ve denetimi savunuyoruz — kulüpleri stratejik hatalardan koruyorlar. Bu bakımdan Bundesliga'ya daha yakınız: açıkları zararla yamamak yerine kademeli büyümeyi tercih ediyoruz. İspanyol futbolu önemli bir iş yapıyor — başarı için finansal öz-yıkımı gerektirmeyen bir sistem inşa ediyor.
İtalya ve Fransa Hakkında — Kısa ve Temkinli
— Serie A ve Ligue 1'in durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
— Ayrıntılı yorum yapmak istemem, ama durumları bizden daha zor. Bu da disiplin lehine bir başka argüman: piyasa aşırı ısındığında, net kurallar olmadan bütçeleri borç bataklarına çevirmek çok kolay.
"Transfer Yapmayı Bırakmayacağız — Aşırı Ödemeyi Bırakacağız"
— La Liga'yı "mütevazı transfer dönemleri" nedeniyle eleştirenlere ne söylersiniz?
— Transfer yapmak, fazla ödeme yapmak demek değildir. Kulüpleri güçlendirmeyi bırakmıyoruz; başkasının enflasyonunu sübvanse etmeyi bırakıyoruz. İspanya'nın elit takımları güçlü kalıyor, orta segment ise kritik borç yükü olmadan gelişme şansı buluyor. Bu stratejik bir tercih: sportif rekabetçilik artı finansal sürdürülebilirlik.
Sırada Ne Var: Uzun Mesafede İlkeler
— Bir sonraki bölüm ne olacak?
— Temel ilkelere bağlı kalmaya devam edeceğiz: şeffaflık, maliyet kontrolü, oyunculara ve altyapıya makul yatırımlar. Pazarın herhangi bir segmenti fiyatları yeniden şişirmeye başlarsa, sürdürülebilirlik pahasına peşinden gitmeyeceğiz. Uzun vadede kazanan gürültülü harcamalar değil, en akıllı kararlardır. İspanyol futbolunda yaptığımız tam olarak budur.