
Lille'li Türk kaleci Berke Özer birkaç hafta içinde sonbaharın en büyük keşiflerinden biri olmaktan, ülkesinde en çok tartışılan isimlerden birine dönüştü. Avrupa kupalarındaki parlak performansının ardından milli takımda 1 numara olarak yerini sağlamlaştırmayı bekliyordu; ancak teknik tercihler ve sancılı iletişim bir krize yol açtı. Sonuç — milli takım kampından yıldırım hızıyla ayrılış ve Türkiye Futbol Federasyonunun sert açıklaması.
Yer Kapma Tartışmasından — Fransa Uçağına
2026 Dünya Kupası elemelerindeki Bulgaristan maçına Özer sakatlıkla yaklaşsa da oynamaya hazırdı — kulüp formunu milli takımda da teyit etme isteği ağır basıyordu. Ne var ki Vincenzo Montella tercihini Uğurcan Çakır'dan yana kullandı ve Berke ilk 11 dışında kaldı. Kaynaklara göre, sonraki karşılaşmada da sahaya çıkmayacaktı — mesele sağlık değil, önceliklerdi. 25 yaşındaki kaleci için bu bardağı taşıran damla oldu: eşyalarını topladı ve Fransa'ya döndü.
Federasyonun Sert Duruşu
Türkiye Futbol Federasyonunun tepkisi gecikmedi ve ilkesel bir ton taşıdı. Resmî açıklamada kalecinin davranışı kabul edilemez olarak nitelendi; milli takımın bireylerin toplamından daha büyük bir yapı olduğu ve disiplin, saygı ile takım ruhunun bireysel hırsların üzerinde yer aldığı hatırlatıldı. Mesaj netti: yıldız kulüp formu bile kişiye takım düzeninin üstüne çıkma hakkı vermez.
Özer'in Yanıtı: Sakatlık, Hayal Kırıklığı ve Kararlara Güvensizlik
Berke, ayrılığı kamuoyuna doğruladı; bunu sakatlık sonrası yaşadığı rahatsızlık ve alınan kararlara duyduğu hayal kırıklığıyla açıkladı. Kaleciye göre, kadroyu görünce startı belirleyenlerin oyuncuların güncel performansını hesaba katmadığı sonucuna vardı. Soyunma odasının havasını bozmak istemediğini, pozisyonunu önceden teknik ekiple paylaştığını ve Lille'e dönmeden önce kendini toparlamak için kamptan ayrılmasına izin verildiğini belirtti. Mantık basit: milli takımda oynamıyorsan — kulübe hazırlan.
Montella'nın Soğukkanlılığı ve Doğrudan Değişim
Teknik ekip ölçülü ve hızlı davrandı: Özer'in yerine Başakşehir'den Muhammed Şengezer çağrıldı. Türkiye kalesinde rekabet zaten yoğun; bu yüzden duygusal kararlar kadro hamleleriyle hızla telafi edilir. Montella için öncelik — sürecin yönetilebilirliği ve hiyerarşinin öngörülebilirliği, kamuoyu polemikleri değil.
Avrupa Vitrini: Roma'ya Karşı Üç Penaltı ve Statüde Sıçrama
Berke'nin kariyerindeki Lille yükseliği fonunda tezat daha da keskin. Yazın Fransızlar, Eyüpspor'un file bekçisi için yaklaşık 4,5 milyon avro ödedi. Öncesinde — Belçika 2. liginde iki sezon, ardından Fenerbahçe ve nihayet üst seviye. Lille, PSG'ye giden Lucas Chevalier'nin yerine bir isim arıyordu ve Özer daha ilk günden 11'e yerleşti. Doruk noktası — Avrupa Ligi akşamı: Roma karşısında art arda üç penaltıyı kurtardı ve galibiyeti adeta tek başına getirdi. Maçtan sonra, yakınlarına "gol yemeyeceğim" sözü verdiğini ve bunun nasıl bir bedelle geleceğini hayal etmediğini itiraf etti. Liderlik için başvuru en yüksek perdeden yapılmıştı.
Neden Kulüp Formu Montella Nezdinde 1 Numara Olmaya Dönüşmedi
Milli takım, kulübün bire bir kopyası değildir. Burada yalnızca "anlık kurtarışlar" değil; uzun vadeli istikrar, tecrübe, savunma hattıyla uyum ve hocanın modeline uygun ayak kullanımı da belirleyicidir. Montella'nın kararı, taktik ayrıntılar ve resmî maçlarda kalecinin savunmayla kurduğu ilişkilerden kaynaklanmış olabilir. Üstelik Türkiye'nin kaleci havuzu zengin; eldivenler için rekabet her zaman tavan yapar. Formda olan için bu can yakıcıdır; teknik adam içinse mesleğin bir parçası.
Bundan Sonrası: Barış Senaryoları ve Tüm Taraflar İçin Ders
Özer, büyük sahnelerde kulübünü sırtlamaya hazır olduğunu zaten gösterdi — bu sermaye kaybolmaz. Milli takımın kapıları kapanmış değil: federasyonun disiplin çizgisi sportif seçimi ortadan kaldırmıyor ve Lille'de güçlü bir seri Berke'yi yeniden gündemin merkezine taşıyacaktır. Onun için sağlık durumunu stabilize etmek ve duygusal dengeyi korumak önemli; teknik heyet içinse iletişimi öyle kurmak ki, en iyi kalecilerin hırsı eleme sürecinin ortasında bilgi patlamalarına dönüşmesin. Özer vakası şunu hatırlatıyor: büyük kalecilik formu ile milli hiyerarşi bazen farklı yollardan gider; bu yolların yeniden kesişmesini sağlayan tek şey iki tarafın soğukkanlılığıdır.