
Manchester City'nin forveti Erling Haaland kişisel hayatı hakkında nadiren konuşur; ancak bu sohbette — poz kesmeden, açık yüreklilikle — ceza sahasının dışındaki hayatta onun için işe yarayan birkaç basit kuralı paylaşıyor. Konu, Isabel Haugseng Johansen'le tanışma hikâyesi ve “ikinci yarıyı arama” denen bitmeyen kovalamacanın neden çoğu zaman yardımcı olmak yerine engel olduğuna dair.
“İlk Adımı O Attı”: Tanışmanın Hikâyesi
— Erling, Isabel'le hikâyeniz nasıl başladı?
— Kısacası, ilk adımı o attı. Tribünde ya da sosyal medyada onu fark etmedim — Isabel bana kendisi yazdı. Bizi “Bryne” bağlıyor: ben orada oynadım, o da kulübün yapısındaydı. Ortak çevre ve benzer alışkanlıkların dili hızlıca tutturmamıza yardım ettiğini düşünüyorum.
“Evden Çıkın ve Konuşun”: Yalnız Olanlara Tavsiye
— Şimdilik hayatında biri olmayanlara ne söylersiniz?
— Uzun süre yalnız yaşadım ve önemli bir şeyi anladım: dört duvar arasında oturarak şans neredeyse sıfır. Dışarı çıkmak, konuşmak, tanışmak gerekiyor — sırada, kafede, antrenman sonrası, nerede olursa. Hareket hâlindeyken, hayatı dolu dolu yaşarken karşılaşma doğal biçimde olur.
“Kovaladıkça Anı Kaçırırsın”: Gereksiz Acele Hakkında
— Peki, hedefli “arayışlar” hakkında ne düşünüyorsunuz?
— Benim deneyimimde buna bir av gibi yaklaşırsanız her şey elinizden kayar. Sonuca ne kadar çok odaklanırsanız o kadar uzaklaşır. En doğru karşılaşmalar, en az beklediğiniz anda olur. Kontrolü bırakın, saate bakmayı bırakın — fırsat o zaman çıkar.
“Ortak Deneyim, Ortak Ritim”: Neden “Bryne” Yardımcı Oldu
— Isabel'le aynı futbol bağlamından geliyor olmanız işinize yaradı mı?
— Elbette. Futbol; düzen, disiplin ve sezonun ritmidir. Programı benzer olan ve antrenman, deplasman, toparlanma gibi kavramları bilen biriyle iletişim kurmak daha kolaydır. Maçtan sonra neden sessizlik istediğinizi ya da pazartesinin neden sadece iş olduğunu açıklamanız gerekmez.
Özel Hayat ve Spor: Fazla Dram Olmadan Denge
— Lig, goller ve ilişki arasında dengeyi nasıl koruyorsunuz?
— Sahada olduğu gibi: topun “dün” olduğu yere koşmamak, “şimdi”ye boş koşu yapmak. Kendinize ve partnerinize karşı dürüst olmak, zorluk icat etmemek ve baskı yaratan beklentiler kurmamak önemli. Rol yapmak değil, yaşamak — o zaman her şey yerine oturur.
Haaland'dan Sonuç: Daha Az Koşuşturma — Daha Çok Yaşam
— Tek bir kural söyleyecek olsanız?
— “Aramak” işini bir son teslimli görev gibi yapmayı bırakın. Evden çıkın, insanlarla konuşun, kendiniz olun. Paradoks şu: doğru insan, siz avın peşinde değil, hayatla meşgulken gelir. Benim başıma da böyle geldi.