
Madrid Real Madrid'in yeni teknik direktörü, yalnızca birkaç haftada 19 yaşındaki Türk oyuncuyu sağ kenardaki bir jokerdan oyunun tam anlamıyla orkestra şefine dönüştürdü. Artık Los Blancos'un neredeyse her atağı Arda Güler'in kramponlarından geçiyor ve rakipler, öngörülemez sol ayağa sahip narin gencin hareketlerine yetişmekte giderek zorlanıyor.
Alonso'nun kişisel dosyası: Neden Güler'i seçti
Xabi Alonso'nun göreve başlamasının hemen ardından birkaç İspanyol muhabir ilginç bir detay yakaladı: Santiago Bernabéu'dan takım otobüsüne dönerken Alonso özellikle Güler'le yan yana yürüyor, uzun uzun konuşuyor, elleriyle açılma seçeneklerini gösteriyor ve hatta birlikte gülüyorlardı. Titizliğiyle tanınan Bask çalıştırıcı için bu güçlü bir işaret. The Athletic'in haberine göre genç Türk heyecanını gizlemiyor: “Bana futbolu satranç tahtasındaymışız gibi anlatıyor” diyor.
Teknik adamın net kuralları var: Arda oyunun merkez koridorlarında oynayacak ve sahadaki diğer tüm oyunculardan daha fazla topa dokunacak. Carlo Ancelotti'nin 4-4-2 dengesini sağlamak için kurguladığı eski “sahte kanat” rolünden eser yok.
Takımın merkezi nabzı: Türk oyuncunun yeni rolü
Alonso'nun güncel Real Madrid'i hibrit bir model. Takım başlangıçta 4-3-3 diziliyor ancak beklerin asimetrik çıkışlarıyla hızla 3-2-5 ya da klasik 3-4-3'e evriliyor. Dönüşüm ne olursa olsun, Güler oyunun kalbinde kalıyor: çizgiler arasına, çoğu kez “sekiz” ile “altı” numaraların kesişim noktasına açılıyor; topu ya stoperlerden ya da her yerde bitiveren Aurélien Tchouaméni'den alıyor.
Top Arda'ya ulaştığı anda ritim ya hızlanıyor ya da yumuşakça yavaşlıyor — bu tempo değişimleri, Alonso'nun oyunculuk yıllarındaki stilini hatırlatıyor.
Hat kıran paslar: sistemin imza silahı
Madridlilerin stratejisi, hatları delen dikey toplara, yani line-breaking paslara dayanıyor — rakibin kompakt bloklarını yarıp geçen keskin dikeyler.
Geçen bahar bu işi Leverkusen'in Bayer'inde Xhaka ile Palacios yürütüyordu; Alonso'ya göre Madrid'de orkestra şefi Güler olacak. Kulüpler Dünya Kupası verileri tercihin doğruluğunu kanıtlıyor: 90 dakika başına hat kıran pas sayısında Arda şimdiden turnuvanın ilk üçünde ve yalnızca daha yaşlı Güney Amerikalı oyun kuruculara geçilmiş durumda.
Üstelik genç Türk'ün pas isabeti %90'ın üzerinde ve her iki ilerlemesinden biri şutla sonuçlanıyor — elit düzey göstergesi.
Statiklik yerine hareketlilik: Arda pres altında nasıl boşa çıkıyor
Rakip pres hattını yükselttiğinde Güler anında daha derine “süzülüyor” — kimi zaman iki stoperin arasına, kimi zaman sağ kanat bekinin yarı alanına.
Bu kaymalar, Tchouaméni'ye daha ileride kalıp gegenpres için hazırlık yapma imkânı tanıyor; savunmacılara da kişisel markajı bozan basit bir diyagonal pas açısı veriyor.
İlk kontrolü üst düzey olan Arda rakibi kendine çektikten sonra topu boş kanada aktarıyor — Real, çeyrek finalde Borussia'yı tam da bu numarayla delmiş, Arda'nın Fran García'ya attığı şimşek hızı pas asistle sonuçlanmıştı.
Sahadaki ses: genç oyun kurucunun yönlendirmeleri ve liderliği
Televizyon kameralarının ilginç tespiti: Genç Türk yalnızca topla değil takım arkadaşlarıyla da sürekli orkestrasyon içinde.
İşaret parmağını döndürerek “koridoru kapatın” diyor, avucuyla Tchouaméni'ye geri pas için nereye hareket etmesi gerektiğini gösteriyor.
Bir yıl önce böyle bir görüntü yoktu — bu, oyunculuk döneminde sahanın yürüyen GPS'i olan Alonso'nun bariz etkisi.
Şimdi teknik direktör, oyuncusunu kararlarını “seslendirmesi” konusunda adeta zorluyor ve Real Madrid'in genel oyun zekâsını yükseltiyor.
Gizli tehdit: geç katılımlar ve gol pozisyonları
Paradoksal biçimde, Güler orta sahaya yaklaştıkça ceza sahasındaki koşuları daha tehlikeli hâle geldi.
Derinden çıktığı bu gecikmeli deparlarda, savunmacılar Vinícius ya da Bellingham'ın hareketine yoğunlaştığı için onu boş bırakıyor.
Kulüpler Dünya Kupası'ndaki iki asist de böyle doğdu: Arda “ikinci dalga” olarak geldi, pres görmeden topu aldı ve ya yerden keskin bir pas ya da yumuşak bir çip çıkardı.
Türk oyuncunun beş buçuk maçta üç “gol+asist” puanıyla mütevazı duran istatistikleri, onun birincil görevinin skora gitmek olmadığını düşünürsek oldukça etkileyici.
Zayıf halka? Savunma becerileri ve bunların telafisi
Carlo Ancelotti bir keresinde şöyle demişti: “Arda'nın genlerinde yıkıcı yok”.
Gerçekten de ikili mücadelelerde genç Türk sık sık kaybediyor, pozisyonel savunmada topa içgüdüsel olarak hamle yapınca arkasındaki alanı açıyor.
Alonso'nun yanıtı ise farklı: “Hatalar, oyuncunun gelişiminin bir parçası”.
Teknik adam oyun kurucusunu iki mekanizmayla sigortalıyor. Birincisi, Tchouaméni'nin olağanüstü formu; tıpkı Alonso'nun Liverpool yıllarındaki Mascherano gibi alanı okuyor.
İkincisi, zaman zaman üçlü stopere geçiş; David Alaba veya Rüdiger'in agresif öne çıkışları, Güler çizgi üzerinde takılı kalırsa ön alanı beton gibi kapatıyor.
Gerçek stres testi henüz gelmedi: Şimdilik hiçbir rakip, orta sahada Galacticos'a yoğun birebir pres dayatabilmiş değil.
Peki ya sonrası: Güler–Alonso ikilisinin geleceği
Teknik adam ile “saha içi küratörü”nün balayı şimdilik sürüyor: Sistem işliyor, Fran García ve Arda gibi gençler gelişiyor, Kroos ile Modrić ise azalan rollerini sorunsuz kabul etti.
Fakat önümüzde uzun bir La Liga maratonu ve Şampiyonlar Ligi eleme turları var. Üst düzey takımlar, Güler'in Manchester City veya Bayern'in dönen presine nasıl dayanacağını mutlaka sınayacak.
Türk oyuncunun tepkisi, onun uzun vadede sistemin temel taşı olarak kalıp kalmayacağını ya da lüks ama durumsal bir koz olarak kalacağını belirleyecek.
Şimdiden kesin olan tek şey: Arda Güler, kendisinde sol kenarın büyüleyici dribblingcisi dışında çok daha fazlasını gören bir teknik direktör buldu.
Ve Xabi Alonso, 2010'ların fikirlerine gerçek bir Madrid yorumu kazandıracak bir icracıya kavuştu. Bu gelişme aynı hızla devam ederse, birkaç sezon içinde Türk pasaportlu, Akdenizli gülümsemesi olan yeni bir referans “regista”dan söz ediyor olacağız.